"ve korkmuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • وخائفة
        
    • وخائف
        
    • و خائف
        
    • و خائفة
        
    • وخائفاً
        
    • وفزعت
        
    • وخائفون
        
    • خائفة و
        
    Adam çok kararlıydı ve kadın da kafası karışmış ve korkmuş görünüyordu. Open Subtitles كان الرجل مصرّاً بينما كانت المرأة مرتبكةً وخائفة
    Tek başına ve korkmuş vazitte. Ayrıca gözleri de iyi görmüyor. Open Subtitles هى وحيدة وخائفة و ولا تستطيع أن ترى جيداً
    Gördüğünüz kişi sizinle işbirliği yapacak yaralanmış ve korkmuş bir adam. Open Subtitles انه رجل كسير وخائف وسوف يتعاون في هذا التحقيق
    Büyücü beni yanına aldı, tek başına ve korkmuş bir haldeyken beni korudu. Open Subtitles الساحر أخذني في، الحماية المجهّزة عندما أنا كان لوحده وخائف.
    Oldukça şiirsel, yine de narin ve korkmuş, tıpkı küçük bir beyaz tavşan gibi. Open Subtitles شاعري بشكل كبير و لكن رقيق و خائف تماماً كالأرنب الأبيض الصغير
    Ne kadar üzgün ve korkmuş olduğumu hatırladım. Open Subtitles اتذكر تحديداً كم كنت متحمسةً و خائفة و حزينة
    Böyle kırılgan ve korkmuş olduğunda ben... Open Subtitles وكما تعرف، عندما يكون ...ضعيفا وخائفاً هكذا ...أنا فقط
    Biliyorum yorulmuş ve korkmuş olmam gerekiyor ama dün gece... Open Subtitles أعلم أنه من المفترض أن أكون متعبة وخائفة قليلاً ولكن الليلة الماضية كانت
    Bunu ona söyledik, ama o daha 19 yaşında ve korkmuş durumda. Open Subtitles أخبرناها بذلك، إنها في 19 من عمرها وخائفة
    Kaybolmuş ve korkmuş gibi davranan genç bir kız bir adamı seçer ve adam da ona aşık olur. Open Subtitles ، فتاة شابة تدعي أنها تائهـة وخائفة تضاجع رجلاً ،ويُغرم بهـا
    Ve ben burada çıplak ve korkmuş vaziyette mahsur kaldım. Hanımefendi, Ne yazık ki tuvaleti boşaltmanızı istemek zorundayım. Open Subtitles والآن ، أنا عالقة هنا عارية وخائفة آنستي ، أخشى أني سأطلب منك إخلاء الحمام
    Yalnız ve korkmuş olmanın ne demek olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم كيف هو أحساسك بأن تكوني وحيدة وخائفة
    Senin gibi biri, zamanının dışında, yalnız ve korkmuş. Open Subtitles رجل مثلك ، بعيداً عن زمنه وحيد وخائف
    Sinirli ve korkmuş durumdaydım ve hıncımı senden çıkardım. Open Subtitles كنت منزعج وخائف وضميري يانبني على هذا
    Tek başına ve korkmuş. Onu da yanımızda götürelim. Open Subtitles إنه وحيد وخائف ، فلنأخذهُ معنا
    Gördüklerime bakılırsa, kafası çok karışık ve korkmuş genç bir adamsın. Open Subtitles مما أراه, فتى مرتبك و خائف للغايه
    Gördüklerime bakılırsa, kafası çok karışık ve korkmuş genç bir adamsın. Open Subtitles مما أراه, فتى مرتبك و خائف للغايه
    Beni reddettiğinde kendimi kaybolmuş ve korkmuş hissettim. Open Subtitles عندما رفضتيني أحسست أنني ضائع و خائف
    Hamile, yalnız ve korkmuş bir kız. Open Subtitles حبلى، وحيدة و خائفة.
    Çok kızgın ve korkmuş hali. Open Subtitles لو كان حقا غاضباً وخائفاً.
    Birşey görmüş ve korkmuş. Open Subtitles لقد رأت شيئاً وفزعت
    Eminim ki hepiniz şu an şaşkın, kızgın ve korkmuş olmalısınız. Open Subtitles أنا متأكدة أنكم الآن مرتبكون للغاية وغاضبون وخائفون
    Kırılgan ve korkmuş bir haldeyken çok kaygan bir yerde kendini toparlamaya çalıştı. Open Subtitles كانت خائفة و ضعيفة حاولت أن تبقي على هدوءها في مكانٍ زلق جداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more