"ve oksijen" - Translation from Turkish to Arabic

    • و الأكسجين
        
    • وأوكسجين
        
    • والأكسجين
        
    • والأوكسجين
        
    • الأوكسجين
        
    • اوكسيجين
        
    Işık ve oksijen farklı şekillerde işler. TED الضوء و الأكسجين يعملان بطريقتين مختلفتين.
    Karbondioksit ve oksijen değerleri normal. Senin ve benim için öyle. Open Subtitles ثاني أكسيد الكربون و الأكسجين طبيعيين - لي و لك -
    Soluduğumuz hava azot ve oksijen moleküllerinin arasına su buharı ve karbon dioksit serpiştirilmesinden ibarettir. Open Subtitles الهواء الذي نتنفسه مكون من جزيئات نيتروجين وأوكسجين وقليل من بخار الماء وثنائي أوكسيد الكاربون
    Bu kloroplast su moleküllerini hidrojen ve oksijen atomlarına ayırmak için gün ışığı kullanıyor. Open Subtitles تستخدم البلاستيدات الخضراء أشعة الشمس لتكسر جزيئات الماء الى ذرات هيدروجين وأوكسجين
    Bu baş ağrıları, perikraniyel kasların hassaslığını artırarak kan ve oksijen basıncının acı vermesine sebep olur. TED يزيد هذا الصداع من ليونة عضلات الجمجمة، التي تنبض بعد ذلك بشكل مؤلم مع الدم والأكسجين.
    Annenin kan stoğuna direk bağlı olup, göbek kordonu aracılığıyla yavrunun vücuduna besin ve oksijen taşır. Hem de yavrunun atıklarını dışarı çıkartır. TED باتصالها المباشر بدورة الأم الدموية المغذية لها، تنقل الغذاء والأوكسجين مباشرة إلى الجنين عبر الحبل السري، كما تعمل على تمرير فضلات الجنين خارجًا.
    Bu da, mercan kayalıkları ve oksijen üreten plankton için kötü haber. TED هذه أخبار سيئة للجزر المرجانية والعوالق التي تنتج الأوكسجين.
    Deniz yükseldiğinde, beraberinde serin ve oksijen dolu suyu resife geri getirir. Open Subtitles عندما يعود البحر ، يجلب اوكسيجين المياه البارد مرة أخرى إلى الشعاب المرجانية.
    Kadın, sıvı ve oksijen ile ayıltıldı. Open Subtitles ماذا لدينا؟ امرأة موصلة بالسوائل و الأكسجين
    Yakıt ve oksijen birbirine karışır dolayısıyla her ikisinin de düzgün çalıştığından emin olmamız gerek. Open Subtitles لقد قلت سابقا خزان الوقود. الوقود و الأكسجين ممتزجان معا لهذا يجب علينا أن نضمن أن كلاهما يعمل بشكل صحيح.
    Yani kimyasal bakış açısıyla, ışık ve oksijen birbirinin tam tersidirler. Eğer ışık ve oksijeni uzaysal olarak kontrol edebilirsek, bu süreci kontrol edebiliriz. TED لذلك فالضوء و الأكسجين على طرفي نقيض. من وجهه نظر الكيمياء، و لو استطعنا التحكم مكانيا في الضوء و اﻷكسجين، فانه يمكننا التحكم في هذه العميله.
    Saçındaki hidrojen ve oksijen miktarı kızın Boston'da yaşıyor olduğuna işaret ediyor. Open Subtitles تشير مستويات نظائر الهيدروجين و الأكسجين الموجودة بشعرها "بأنها كانت تعيش في "بوسطن
    Birkaç rehber geliyor, yanlarında çay ve oksijen var. Open Subtitles هناك بعض "الشيريا" متوجهون للأعلى برفقة شاي وأوكسجين
    Karbondioksit artarken asit ve oksijen düşüyordu. Open Subtitles ثاني أكسيد الكربون يرتفع، والأكسجين وحموضة الدم في انخفاض.
    Yakıt ve oksijen hazır. Güç normal gözüküyor. Open Subtitles الوقود والأوكسجين ثابت القوة ما زالت تبدو في حالة جيدة
    5. Helyum tankı tıngırdadıktan ve gravitometre döndükten kısa bir süre sonra kontak patlıyor ve oksijen seviyesi tükeniyor. TED 5. بعد وقتٍ قصير من اهتزاز خزان الهيليوم ودوران مقياس الجاذبية، ينفجر المحرك ومستويات الأوكسجين تتدهور.
    Bay Cuatro 78 yaşında ve oksijen ünitesine bağlı yaşıyor. Open Subtitles السيد (كواترو) كان بسن ال 78 وكان موصول بخران اوكسيجين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more