Efendim, Martin izinliydi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | يا سيدي، وضعت مارتن في إجازة، ثم اختفى |
Dışarı çıktı, bir adamla konuştu ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | ،خرج للتحدث إلى الرجل ثم اختفى |
Kafama bir silah dayadı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | سدد سلاحاً إلى رأسي ثم اختفى |
Onu Aztek Tabutu'na koydum ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لقد وضعته في ضريح الازتيك واختفى بعد ذلك |
Sonunda buraya geldi, arabasını park etti ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | وجاء إلى هنا في النهاية ركن سيارته واختفى |
Buraya bir okul gezisiyle geldi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا فى رحلة مدرسية وإختفت |
Bones, Christine'i aldı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}عندما آخذت (بونز) (كريستين) واختفت |
Manuel motorumu aldı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | مانويل أخذ دراجتي و اختفى |
Kilicini Renly'nin kalbine sapladi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | ضرب سيفه في قلب (رينلي) ثم اختفى. |
Kılıcını Renly'nin kalbine sapladı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | ضرب سيفه في قلب (رينلي) ثم اختفى. |
Bak, bir kamyona atladı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | انظر، لقد قفز على متن شاحنة واختفى |
Snowden BM kanalıyla iltica talebinde bulundu ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | (سنودن) تقدّم بطلب لجوء عبر الأمم المتحدة، واختفى عن الأنظار. |
- Evet. Kendi başına adalet dağıtma ihtiyacı hissediyor. Dün, Doakes bir görüşmeden çıktı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لديه رغبة بتقسيم العدالة الشخصيّة، بالأمس، ترك (دوكس) مقابلة واختفى |
Binanın altına kaçtı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | نزلَ أسفل المبنى واختفى |
Buraya bir okul gezisiyle geldi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا فى رحلة مدرسية وإختفت |
Kardeşim Jess'i tanıdığını sandım. Buraya geldi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | (جيس), لقد أتت إلى هنا واختفت. |
Belgeyi çaldı ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | هو ستوي الوثيقة و اختفى . |