| Birini vurduktan sonraki hisler, korku ve pişmanlık, burda bize karşı. | Open Subtitles | المشاعر الطبيعية للذنب والندم بعد إطلاق النار صعد بالشعور بإننا ضدهم |
| Geleceğim durum mutsuzluk, yalnızlık ve pişmanlık olmayacak. | Open Subtitles | لن أنتهى وحيداَ حزينة مليئة بالأسى والندم |
| ..ve pişmanlık.Aklımda bir sürü şey var ama hepsi ajansla alakalı.. | Open Subtitles | الكثير من الذنب والندم الندم. الكثير من الأشياء فحسب |
| Sadece bardağın diğer yarısının hayal kırıklığı, acı ve pişmanlık dolu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعترف بان النصف الآخر من الزجاجة هو فراغ مهجور من الإحباط البؤس و الندم |
| Yaptıklarını kabul edebiliyorsun ve acı, üzüntü ve pişmanlık da hissediyorsun. | Open Subtitles | يمكنك تقبل ما فعلته و الألم و التعاسة و الندم الذي يأتي معه |
| Yani sen beni acılık ve pişmanlık tepesinin bu seviyesine koyuyorsun. | Open Subtitles | لذا وضعتني في ذلك الرف المبنيّ على المرارة و الندم |
| Bir kayıp ve pişmanlık hissi. Bunu ta lambrilere kadar hissedebiliyorsun. | Open Subtitles | إحساس بالضياع والندم يخالج المرء لدى رؤية هذه الزخرفة الخشبيّة. |
| İmkansız bir keder ve pişmanlık olduğu için sana asla hepsini söyleyemeyeceğim için, bütün yapmam gereken işler için. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد مثل ها الألم والندم لكل مالا أستطيع قوله لك لكل العمل الذي عليّ القيام به |
| Bu şiiri 1888 yılında, 18 yaşındayken yazdı, ve ben bu şiire bir çeşit çok tatlı feminist bir manifesto olarak bakıyorum bir parça isyan ve bir parça teslimiyet ve pişmanlık içeren. | TED | لقد كتبت القصيدة عندما كانت قد بلغت 18 عاماً في 1888، وأنا أنظر لهذا النوع من البيان النسوي الحلو يشوبه القليل من التحدي وقليل من الإستسلام والندم. |
| En önemli yan etkileri uykusuzluk, ağız kuruluğu suçluluk duygusu ve pişmanlık. | Open Subtitles | ...أقصى تأثيرات جانبية لها هو الأرق وجفاف الفم وشعور بالذنب والندم |
| Bu yüzden derin bir utanç ve pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | لهذا ، أشعر بأعماقي بالعار والندم |
| Evet, tam Molly'e özgü özür ve pişmanlık haline benziyor. | Open Subtitles | اجل ,هذه هي صفات "مولي" تماما الاعتذار والندم |
| Tecrübelerime göre vasat bir büfe ve pişmanlık. | Open Subtitles | خلال خبرتي، أدوات المائدة والندم |
| Özlem ve pişmanlık dolu. | Open Subtitles | الكثير من الشوق والندم.. |
| Ölümü beni üzdü onun ölümüyle, bu tür durumlarda ne düzgün bir veda yapabildiğimi ne de kötü hissetmeme sebep olan ve pişmanlık duyduğum bir olayın bir parçası olmayı becerebildiğimi fark ettim. | Open Subtitles | وجدت أن إحتضارها وهي حزينة ووجدت أن عدم قدرتي في ظل هذه الظروف, لأودع (ديان) بطريقة تليق بها وأن أكون جزءاً من ذلك, شيئاً أشعر بالأسف والندم حيالهما |
| Böyle durumlarda suçluluk ve pişmanlık hissetmek normal bir şey... | Open Subtitles | إنَّهُ من الطبيعي بأن تشعر بالذنب و الندم حيال هذه المواقف |
| Diğeri ise çok fazla suçluluk ve pişmanlık duyuyor,.. | Open Subtitles | و الشخص الاخر يشعر بالذنب و الندم |
| Bizi insan yapan Bones, merhamet ve pişmanlık hissedebilmemizdir. | Open Subtitles | (ما يجعلنا بشر (بونز أننا نستطيع الشعور بالتعاطف و الندم |
| ve pişmanlık insanı öldürür. | Open Subtitles | و الندم هو قاتل . |
| ve pişmanlık. | Open Subtitles | و الندم |
| ve pişmanlık. | Open Subtitles | و... الندم |