Kısa ve sıkıcı bir kadın hakkında uzun ve sıkıcı bir hikaye dinlemek mi istersin yoksa arabanın kurulmasını mı? | Open Subtitles | أتريد أن تسمع قصة طويلة و مملة عن إمرأة قصيرة و مملة أم تريد أن أصلح سيارتك؟ |
Reed ve Sue konuşurlarken duydum. Hoş, sıradan ve sıkıcı bir hayat sürmeyi istiyorlar. | Open Subtitles | ريد و سو , لقد سمعتهما للتو إنهما يريدان حياة لطيفة و طبيعية و مملة |
Açıkçası uzun ve sıkıcı bir akşama katlanmak yerine seninle randevuya çıkmayı tercih ederdim. | Open Subtitles | ستكون بصراحة، ان كان يجب أن أتحمل ليلة طويلة و مملة فكنت افضل ان تكون معك في ليلة موعدنا |
Bu kadar uzun ve sıkıcı bir konuşma nasıl olurda seks ile bitmez? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يكون كلامكـ طويل وممل دون أن ينتهي بالجنس؟ |
Olan şu ki o evi beğenmedim. Bence basit ve sıkıcı bir ev. | Open Subtitles | ما يجري هو أن ذلك المنزل لا يعجبني أعتقد أنه معتاد وممل |
Sonu Pasifik'in ortasındaki bir adada berber dükkânı almamla sonuçlanan uzun ve sıkıcı bir hikâye. | Open Subtitles | ،يوجد قصة طويلة و مملة هناك واحدة انتهت بي مالكاً لصالون حلاقة على صخرة في منتصف المحيط الهادي |
Hayır, biz sıradan ve sıkıcı bir aileyiz. | Open Subtitles | لا ، نحن عائلة طبيعية ، و مملة |
Uzun ve sıkıcı bir akşam olacak yani. Evet, öyle. | Open Subtitles | تبدو كليلة طويلة و مملة |
Burada sınırlı zaman dilimi ve üç tane götvereni olan, aptalca ve sıkıcı bir film üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم فقط بالعمل على برنامج غبي وممل مع إطار زمني محدود وطاقم مليء بالحمقى |
Bayağı iyiyim de ama çok yorucu ve sıkıcı bir şey. | Open Subtitles | انا حقا جيدة به لكنه فعلا مرهق وممل |
onumdeki secenekler, zor ve sıkıcı bir sey yapmak veya Yahudim ile evlenip ardından Paris'e, Roma'ya gidip, caz muzik dinleyip istedigimi okuyup, kaliteli restoranlarda yemek yiyip, eglenmek. | Open Subtitles | لذا فقراري إما القيام بأمر شاق وممل ،أو الزواج برجلي اليهودي (والذهاب إلى (باريس) و(روما ،والإستماع إلى موسيقى الجاز والقراءة وتناول المأكولات الطيبة في أفضل المطاعم والمرح |