"ve sınırları" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحدود
        
    • حدود
        
    Orada sarayın teknik danışmanı olarak çalıştı ve sınırları zorlamaya devam etti. TED وعِمل هناك كمستشار فني في القصر الملكي، واستمر دايدالوس في تخطّيه الحدود.
    ...uluslararası komiteyi ve sınırları burada belirtilen güvenli bölgeyi destekleyip desteklemediğinizdir. Open Subtitles والاعتراف بالمنطقة الآمنة ضمن الحدود المرسومة هنا
    Kaynakları ve sınırları hareket Ettirmek için yapıldığını okumuştum. Open Subtitles بل لتأثر في التغيير السياسي لتحـريك الموارد وتغيير الحدود
    Yaratıcı denemeler için yapılar, çerçeveler kurduğumuz, sonra büyük yapılar oluşturduğumuz ve sınırları denediğimiz küçük parçalar oluyorlar. TED إنها أشياء نستخدمها لإبتكار هياكل , إطارات والتي سيصبح استقرارنا على مساحة حدود واسعة لإبتكار إنشاء التجارب
    Yine de günden güne sınırları olmayan bir dünyada yaşadığımız gerçeğini biliyoruz. Sınırları olmayan hastalıkların dünyası ve sınırları olmayan doktorların dünyası. Maladies sans frontières, Médecins Sans Frontières, Ekominin ve teknolojinin sınırları olmadığı, eğitimin sınırları olmadığı, terör ve savaşın sınırlarının olmadığı bir dünya... TED مع ذلك ان الواقع الذي نعيشه يوماً بيوم هو عالم بلا حدود عالم بأمراض بلاحدود و اطباء بلا حدود امراض بلا حدود و اطباء بلا حدود اقتصاديات بلا حدود و تقنيات بلا حدود تعليم بلا حدود ارهاب و حرب بلا حدود
    Kadın doğum uzmanlığı, ölü gömücülük, çiftçilik, ev işçiliği, vs. iyi işlerdir; bunların hepsi beslenmeye, taşınmaya, barındırılmaya ve daha pek çok şeye ihtiyaç duyan insanlarla uğraşır. ve sınırları olmayan beynimize bağlanan bilgi teknolojisi de -- şu anda, üzerinde çalışmak için muhteşem bir alandır. Büyüme şanslarıyla ilgileniyorsanız -- TED هناك صناعات ناجحة هي في التوليد و في تجهيز الجنازات و في المزارع و في بناء البيوت، إلخ -- وهي صناعات تتعاطى خدمة أجساد البشر التي تتطلب من يطعمها، و يؤمن لها النقليات و المأوى و ما إلى ذلك. أما تقنية المعلومات، التي تتواصل مع أدمغتنا فليس لها حدود -- في وقتنا الحاضر، إنه حقل رائع أن يكون المرء فيه. ان كنم تتطلعون إلى فرص للنمو--
    "Kamp Hannesy çocuklara saygıyı ve sınırları bir yaz kampı havasında öğretir." Open Subtitles معسكر (هينيسي) يعلم الأولاد "احترام السلطات و الحدود في جو معسكر صيفي"
    Günün düşünce yapısına özgürce meydan okuyabilmeli ve uygunsuz gerçekleri halka özgürce sunabilmeli, çünkü bilim insanları sınırları bu şekilde zorlar ve sınırları zorlamak da bilim demektir. TED يجب أن يكونوا أحرارًا في الطعن في طريقة تفكيرنا، ويجب أن يكونوا أحرارًا ، في أن يقدموا حقائق مزعجة أو غير مريحه، هكذا يمكن للعلماء تجاوز الحدود المرسومة، ففعلياً، ان تجاوز الحدود هو ما يدور حوله العلم.
    bu üç boyutlunun en alt tabakası, milletler üstü ilişkiler tabakası, hükümet dışı hareket ederek sınırları geçen şeyler, iklim değişikiği, ilaç ticareti, malı akış, salgın hastalıklar, bütün bunlar hükümetin kontrol edemediği ve sınırları aştığı şeylerdir. kimsenin görevli olmadığı şeyler TED اللوح الأخير من هذه الأبعاد الثلاثة، لوح العلاقات التبادلية، الأشياء التي تتخطى الحدود دونما تحكم من الحكومات، أمور كالتغير المناخي، تجارة المخدرات، التدفق المالي، الأوبئة، كل تلك الأشياء التي تتخطى الحدود خارج تحكم الحكومات، لا أحد مسؤول عنها لوحده.
    Böyle bir yer yok -- böyle bir organizasyon yok yani bağımsız sesleri açığa vurmak üzere bir araya getiren bir yer oysa bu konferans boyunca şunu duyuyorum gelecekte en büyük tehlike birbirimizi anlama, karşılıklı saygıya sahip olma ve sınırları aşma konusunda [yoksunluğumuzdandır]. TED لا يوجد مكان -- لا توجد منظمة تقوم بربط هذه الأصوات المستقلة من كل العالم ووضعها سوياً، ومازلت أستمع عبر هذا المؤتمر أن الخطر الأكبر في مستقبلنا هو فهم الآخر والإحترام المتبادل لبعضنا البعض عبر الحدود.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more