"ve saat" - Translation from Turkish to Arabic

    • و الساعة
        
    • والساعة
        
    • فى الساعة
        
    • و الساعات
        
    • والساعه
        
    • وفي الساعة
        
    On iki tane çalıntı araba, üç soygun, sekiz silahlı saldırı ve saat daha sekiz bile değil. Open Subtitles ، 12سيارة مسروقة ، 3حالات سطو 8حالات اعتداءات جسيمة و الساعة لم تبلغ الثامنة
    Çiyden bir ağaç büyüdü ve saat üçü vurdu. Open Subtitles من قطرة الندى نمت شجرة .و الساعة دقّت الثالثة
    Gözlük,testisler, cüzdan, ve saat. Open Subtitles المشاهد و الخصى و المحفظة و الساعة
    Tamam, bugün Perşembe ve saat neredeyse beş. Hadi. Open Subtitles حسناً , اليوم هو الثلاثاء والساعة قاربت على الخامسة , لذلك هيا بنا
    Grand Hotel'de yatağında uzanmış yatıyorsun ve saat 27 Haziran 1912 akşamının 6'sı. Open Subtitles أنت مستلقي على السرير في فندق غراند، والساعة السادسة مساءً عشية يوم 27 يونيو 1912
    Paine'ni öldürerek cesedini arabaya koymuş... rıhtıma gitmiş ve saat 3 gibi gözcüyü bayıltmış olamaz. Open Subtitles ان يحمل الجثة الى الخارج ويضعها فى السيارة, ويذهب الى الرصيف ويضرب الحارس الليلى فى الساعة الثالثة كل هذا فى 20 دقيقة
    Mücevher ve saat işlerine yaramaz. - Askerler. Open Subtitles الجواهر و الساعات غير مفيدة لهم الجنود
    Sen bilgi alana kadar sadece sen, ben ve saat olacak. Open Subtitles حسناً إلى أن تحصل على معلومه فسيكون أنت وأنا والساعه
    ve saat 20.52'de onu korumak için hayatını feda etti. Open Subtitles وفي الساعة 8: 52 ضحى بحياته ليحميه
    Bunlar tabuttaki yüzük ve saat. Open Subtitles هذا الخاتم و الساعة من التابوت
    Şimdi ellerimi saat on ve saat iki pozisyonuna getir tıpkı Motorlu Araçlar Departmanı'nın söylediği gibi. Open Subtitles والآن ضع يديك على وضعية الساعة العاشرة و الساعة الثانية -كما يوصي بهذا قسم القيادة -حسناً، حسناً.
    Kolye, bilezik, yüzük, ve saat vardı. Open Subtitles القلادة، السوار ،الخاتم و الساعة
    Bu tek seferlik bir teklif ve saat işliyor. Open Subtitles انه عرض لمرة واحددة و الساعة تدق
    Yüzük ve saat. Çıkar onları. Open Subtitles اخلع الخاتم و الساعة
    Bay Applewhite saat 2:00'de randevum vardı, ve saat 2:45 Open Subtitles موعدي مع السيد (ابلوايت) في الساعة الثانية مساءاً و الساعة الآن 2: 45 مساءاً
    Bu yüzden bilgisayar disketi silinmiş ve saat biraz geç kalmıştı. Open Subtitles لهذا قرص الحاسوب كان ممسوحا والساعة منحرفة ومتوقفة
    Saat 2:00'de, raporunla beraber profesörünün ofisinde olmalıydın ve saat 2:15. Open Subtitles أنت من المفترض أن تكونى بمكتب البروفيسورالساعةالثانية.. لتقدمي له تقريرك ِ والساعة الآن 2: 15
    Aslında, efendim, Şu anda tam bir toparlanma operasyonunun ortasındayız ve saat sabahın 3'ü. Open Subtitles سيدي, نحن وسط عملية تعافي والساعة الثالثة صباحاً
    Dün gece Paine'ni öldürüp cesedini bir yere tıktıktan sonra... onun montu ile şapkasını giydin ve... saat 1.10'da çantasıyla dışarı çıktın. Open Subtitles ليلة امس, قمت بارتداء معطف و قبعة بيين و حملت حقيبته من هنا فى الساعة 1: 10 م
    Ceketini giyer, 38'lik tabancasını alır... ve saat 13.04'te evden ayrılır. Open Subtitles يضع عليه سترته ويتناول مسدسه عيار . 38 ويغادر فى الساعة 1:
    " Zaman ve saat en uzun günde bile.. Open Subtitles "الوقت و الساعات خلال أطول يوم...
    Hala buradayız ve saat 12. Open Subtitles نحن هنا والساعه الثانيه عشره
    ve saat 8'de, hep birlikte... Open Subtitles وفي الساعة الثامنة، نشاهد "جريمةٌ كتبتها" ونذهب إلى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more