İsa her şeydir, günah yoktur. Bilirsin, geceleri güzel ve sessiz olur. | Open Subtitles | لذا, قدر المسيح انه لا خطيه في ذلك إنه لطيف وهادئ في الليل |
Yoldaysa akıl almaz derecede medeni ve sessiz. | Open Subtitles | انها المتحضر بشكل مذهل وهادئ على الطريق. |
Tavsiyenizi dinliyor ve sessiz kalıyorum. | Open Subtitles | سآخذ بنصيحتك وسأصمت |
Dönüm noktasına inmeliyiz, hızlı ve sessiz. | Open Subtitles | يجب أن نعود إلى تقاطع الطرق بسرعة وبهدوء |
Şehire hızlı ve sessiz gireceğiz. Lütfen beni izleyin. Ben durursam, durun. | Open Subtitles | سندخل المدينة بسرعة وهدوء أتبعوا أشاراتي |
Başka bir yerde yaşamak istemezdim. Geceler burada sakin ve sessiz oluyor. | Open Subtitles | أتعرفين, لا أعتقد أنه يمكننى أن أعيش فى مكان آخر ـ الليلة هادئة جدا هنا, والهدوء هنا |
Bunun yerine dünya gri ve sessiz. | Open Subtitles | و لكن بدلًا عن هذا العالم رمادي و هاديء |
Endişelenmiştim çünkü ailem beni mümkün olduğu kadar güvenli ve sessiz bir şekilde oynamamız konusunda tembihlemişti. | TED | كنت متوترا لأن والدي أوصياني أن أقوم أنا وأختي بالعب بطريقة آمنة وهادئة قدر الإمكان |
Ve avcı geldiğinde çok güçlü ve sessiz bir adamdı. | Open Subtitles | ...وعندما أتى الصياد لقد كان رجل قوياً وهادئ |
şimdi biraz sakin ve sessiz | Open Subtitles | حسنا, الآن إلى الأسفل لطيف وهادئ |
- Etkilenmediniz mi? Hayır, çok basit ve sessiz bir adamdı. | Open Subtitles | كلا،لقد كان شخصا بسيطا وهادئ الطباع |
Tavsiyenizi dinliyor ve sessiz kalıyorum. | Open Subtitles | أنا سآخذ بنصيحتك وسأصمت |
Günaydın arkadaşlar. Yerlerinize geçin. Çabuk ve sessiz olun. | Open Subtitles | صباح الخير سيداتي سادتي اجلسوا من فضلكم بسرعة وبهدوء |
Solumda, günler boyu sürecek rujlar, tikleyen saatler kirli suratlar ve sessiz konuşmalar gördüm. | Open Subtitles | على يسارِي , رَأيتُ الأيامَ فوق الأيامِ مِنْ أحمرِ الشفاه وساعات تدق... نظرات قذرة وهدوء |
Sakin ve sessiz bir yerde olduğunuzu hayal etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريد منكن تخيل مكان يبعث على الاسترخاء والهدوء |
Bunun yerine dünya gri ve sessiz. | Open Subtitles | و لكن بدلًا عن هذا العالم رمادي و هاديء |
Kibar ve sessiz ol. Ani hareketlerde bulunma. | Open Subtitles | كوني لطيفة وهادئة لا تقومي بحركات مفاجئة |
Burası güzel ve sessiz. | Open Subtitles | انتِ هنا. إنه الجو لطيف و هادئ. |
Şimdi başlarımızı eğelim ve sessiz bir şekilde şükür duası edelim. | Open Subtitles | الآن لنجمع أيدينا في صلاة صامتة لأجل عيد الفصح |
Ben ve sessiz Bob tüm kahrolası hayatımızı Morris Day ve Jerome'u örnek alarak şekillendirdik. | Open Subtitles | حيث انا وبوب الصامت شكلنا حياتنا الداعرة حول موريس وجيرومى |
Uslu durun ve sessiz olun. Sizi tekrar ölümlü yapacağım. | Open Subtitles | كونوا مطيعين وهادئين وسأجعلكم فانين مجدداً. |
Sınırlayıcı ve sarsıcı... o karanlık ve sessiz dünyada yalnızca nefret büyür. | Open Subtitles | مقيد ومكعم فى عالم مظلم وصامت حيث لا شىء ينمو سوى الغضب. |
Senin görevin güzel ve sessiz olmak. | Open Subtitles | عملكِ أن تكوني جميلة وصامتة |
Onu eve gönderdim. Durumu şu an iyi. Hoş ve sessiz bir yer seçmişsin. | Open Subtitles | أرسلته للبيت، إنّه على ما يُرام، إنّكَ إنتقيت مكاناً جميلاً و هادئاً. |
Formları alanlar bir kenarda ayrı dursunlar ve sessiz olsunlar. | Open Subtitles | عند استلامكم للاستمارة اجلسوا بعيداً عن بعضكم و بهدوء |