"ve tabii ki" - Translation from Turkish to Arabic

    • وبالطبع
        
    • و بالطبع
        
    • وطبعاً
        
    • وطبعا
        
    • و بالتأكيد
        
    • وبطبيعة الحال
        
    • وبالتأكيد
        
    • و طبعا
        
    • سته ليالي
        
    Ayrıca her boyuttaki ağaca yerleştiler, ve tabii ki, karaya da yerleştiler. TED وطيور ذات أحجام مختلفة تقطن الأشجار وبالطبع فهم يقطنون على اليابسة أيضا
    Ama, korkunç bir babası var ve tabii ki hiç parası yok. Open Subtitles لديها والد سيء، وبالطبع لا مصدر للرزق، يا له من أمر مؤسف
    ve tabii ki şimdi soruyoruz, şimdi nereye gidiyoruz? TED وبالطبع ، نحن نسأل الآن, إلى أين نحن ذاهبون؟
    Chicago Filarmoni'nin maestrosu, ve ve, tabii ki bir çok ünlü film yıldızıydı. Open Subtitles و قائد فرقة شيكاغو هارمونيك المسويقية و بالطبع عدة مشاهير و نجوم أفلام
    Bugün hakkında konuşacağım son malzeme ise plastik. ve tabii ki, tost makinemin plastik bir kutusunun olması lazımdı. TED وآخر عنصر اريد التحدث عنه اليوم هو البلاستيك وطبعاً يتوجب ان تغلف محمصة الخبز الكهربائية بغلاف بلاستيكي
    ve tabii ki bu eğer yaratırsak çok daha iyi olabilecek ve yaşam şeklini değiştirebilecek bir şeye sadece bir bakış. TED وطبعا هذه لمحة فقط عن شيء يمكن أن يكون أحسن بكثير إن قمنا فقط بإنشائه، وهذا يغير طريقة العيش.
    Ayrıca bir havuz bar, beş uluslararası restoran, spa spor salonu, gece kulübü ve tabii ki plaj ve plaj kulüpleri de. Open Subtitles وهناك أيضاً حوض سباحة, وخمسة مطاعم عالمية منتجع مركز صحي, نادي ليلي و بالتأكيد شاطئ و نادي الشاطئ
    Risk de var ve tabii ki yaklaştıkça, daha da zorlaşıyor. TED وبطبيعة الحال هناك خطر وكل ما تقترب إليه كل ما يصعب المشروع.
    Yatakları ve kırmızı yanakları düşünmeye devam ettim ve tabii ki ona bakınca seksi düşünmeye de devam ettim, sonra düşündüm, onun da düşündüğü şey bu mu? TED استمريت بالتفكير بالأسرة والخدود الحمراء وبالطبع استمريت بالتفكير بالجنسخلال نظري إليه وفكرت، هل هذا ما يفكر فيه؟
    ve tabii ki, o günlerde antidepresan ilaçlar yoktu, ve bu terapi çok, çok popüler hale geldi. TED وبالطبع فى هذه الأيام لم يكن يوجد أدوية مضادة للاكتئاب، فأصبح شائعا جدا.
    Jet duman izleri iklimi hiç olmadığı zaman bulut oluşturarak değiştirir, ve tabii ki sera gazları sistemi değiştirir. TED أثار الطائرات تغير المناخ بخلق غيوم بأماكن لم تتواجد بها من قبل، وبالطبع فإن الغازات الدفيئة تغير النظام.
    dedim. ve tabii ki, devlet yetkilileri "Muhakkak korkuluğunuz olmalı." TED وبالطبع ذكر المسؤل الحكومي أنه لابد من وجود الدرابزين
    Bunlar arasında aşı, zamanında tarama ve tabii ki sigarayı bırakma vardır. TED مثل التطعيم والفحص المبكر وبالطبع التوقف عن التدخين.
    Diyelim ki bir nörona çok yakından bakabiliyoruz ve tabii ki burada görünen sanatsal bir temsil. TED وبالتالي، فإذا كان بإمكانكم التكبير داخل خلية عصبية، وبالطبع ، هذا فقط تَصَوُّر الفنان الخاص بنا عنها،
    ve tabii ki Netflix ve Amazon'da öneriler hazırlanırken arka planda YZ çalışıyor. TED وبالطبع يوجد في نيتفلكس وأمازون، حيث يعمل في الخلفية لتقديم الاقتراحات لك.
    Film, tiyatro, müzik, dans ve tabii ki sanatın oranı büyüktür. TED إن الأفلام والمسرح والموسيقى والرقص وبالطبع الفن نسبتها كبيرة.
    ve tabii ki bir işin en önemli parçası da sakinleşme ve gerilmedir. Open Subtitles و بالطبع فإن أهم جزء من أي تمرين هو الاستراخاء الصحيح و التمدد
    Ve, tabii ki, senin iddianın etkileyiciliği nedeniyle, biz onunla bunu doğrulamak istiyorum. Open Subtitles و بالطبع, لسبب النجاح الباهر الذي تقول عنه, يجب ان نتاكد هذا منه.
    ve tabii ki, literatürdeki daha gelişmiş yöntemleri kullananlar, "yoksulluk", "eğitim" ve başkaları için de kontrol ettiler. TED وطبعاً إستخدم آخرون طرقاً علمية متطورة معقدة فى مجال الأدب بغرض التحكم بالفقر ونقص التعليم وهكذا ..
    Bize çift odaklı gözlük camlarını ve paratoneri verdi ve tabii ki Amerikan demokrasisinin kuruluşunda da yardımları oldu. TED اخترع النظارة ومانعة الصواعق، وطبعا كان هناك إسهامه في اختراع الديمقراطية الأمريكية.
    Evet, sayılır ve tabii ki de hayır, onu protesto edecektim. Open Subtitles نعم، بشكل كبير و بالتأكيد لا، كنت أنوي الإحتجاج ضده
    ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel. ama aynı zamanda bu yitim bölgelerinden birinin üstüne oturuyor. TED وبطبيعة الحال أجبتهم بنعم، لأنني أعني أن كوستاريكا جميلة. ولكن أيضًا بسبب أنها تقع أعلى واحدة من تلك المناطق الخفيضة.
    Tabii ki bu protezler daha sonra daha kullanışlı olmaya başladı ve tabii ki daha modern. TED وبالتأكيد أخذت هذه الأطراف الصناعية تصبح ذات إفادة أكثر وأكثر، عصرية أكثر وأكثر.
    - Altı hafta içinde görüşürüz çocuklar ve tabii ki o zamana kadar seks yok. Open Subtitles بعد 6 أسابيع و طبعا لا مُمارسة جنس إلى حين ذلك
    Ne kadar? Altı gece. ve tabii ki gündüz. Open Subtitles سته ليالي كامله ايام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more