Yarın üsde sen, ben ve Yüzbaşı bir araya geleceğiz. | Open Subtitles | غداً عند القاعده سيكون هناك , أنا , أنت والكابتن |
William, Bay Poirot'ya ve Yüzbaşı Hastings'e odalarını göster lütfen! | Open Subtitles | ويليام, اصحب السيد بوارو والكابتن هيستنجز الى غرفهم من فضلك |
Bu General Kenobi, Kumandan Tano ve Yüzbaşı Rex. | Open Subtitles | القائد تانو , والنقيب ريكس نحن نتطلع لان نأخذ الصراع |
Benim, Hank'in ve Yüzbaşı'nın da. | Open Subtitles | ولي, ولهانك, والنقيب كذلك الكل كان في كاميرا هذا المحقق |
Bayan Burroughs ve Yüzbaşı Lawrence esir edildiler. | Open Subtitles | قد غلبت من قوة من رجال كاندي راو الآنسة بورو و الكابتن لورنس تم أسرهم |
Astsubay Donner ve Yüzbaşı Ross aynı bölümde çalışıyorlarmış. | Open Subtitles | كل من الضابط (دونر) و الملازم (روس) قد عملا في نفس الشعبة. |
Amerika deniz filosundan binbaşı Zeke Tilson ve Yüzbaşı Glenn Taylor Pakistan hava sahasında vuruldular. | Open Subtitles | القائد في البحرية الأميركية زيكي تلسون والملازم جلين تايلور اسقطت طائرته فوق المجال الجوي الباكستاني. |
Fannin Bölgesi'nde Baker ve Yüzbaşı Lee savaşıyor. | Open Subtitles | كولين بيكر) و النقيب (بوب لي) يحاربون) (في مقاطعة (فانين |
Ama Üstad Gar'toc gitmeden önce, bana ve Yüzbaşı Nelson'a bir mağara gösterdi. | Open Subtitles | لكن قبل رحيل معلمنا غارعتوك، اراني انا والكابتن نيلسن كهف. |
Croft'ları ve Yüzbaşı Wentwort'ü bekletmemeliyiz. | Open Subtitles | لا يجب أن ندع آل كروفت والكابتن وينتورث ينتظرون؟ |
Cumhuriyet için hayati öneme sahip gizli bilgiyi taşıyan, jedi ustası Even Piell ve Yüzbaşı Tarkin ayrılıkçılar tarafından esir alındı. | Open Subtitles | حاملين معلومات سرية حيوية لجهود حرب الجمهورية سيد الجاداي ايفين بايل والكابتن تاركين قد تم اسرهم عن طريق الانفصاليين |
Lord Hazretlerinden William'ı ve Yüzbaşı Crawley'i duydum. | Open Subtitles | سمعت بأمر ويليام والكابتن كروالي من سيادته |
Unutma , yarın akşam , annem ve Yüzbaşı ile halk dansı yapmaya gideceğiz. | Open Subtitles | لا تنسي, ليلة غد سنذهب للرقص مع أمي والكابتن أمي والكابتن أمي والكابتن |
FBI ve Yüzbaşı kızgın vaziyette her şey için Burkhardt'ı suçluyor. | Open Subtitles | ومن مكتب التحقيقات الفيدرالي الآن، والكابتن على طريق الحرب، إلقاء اللوم على بوركهاردت على كل شيء. |
Komutanım Teğmen Byrd ve Yüzbaşı Wilcox'u tutuklamaya kararlıyım. | Open Subtitles | سيدي ، أنوي أن أقبض على " الملازم " بيرد " والنقيب " ويلكوكس |
Ama Albay O'Neill ve Yüzbaşı Carter Washington'da görevli olacaklar. | Open Subtitles | لكن العقيد " اونيل " والنقيب " كارتر " مطلوبين فى واشنطن |
Gallagher ve Yüzbaşı ile hapishaneye gidin. | Open Subtitles | أريدك أن ترافق (غالاغير) والنقيب إلى سجن المدينة |
Söylemek isterim ki İngiliz hükümeti Harriet ve Yüzbaşı Mayers'ın bu olağanüstü kavuşmasında küçük ama önemli bir rol üstlendiği için büyük gurur duymaktadır. | Open Subtitles | اود ان اقول ان الحكومة البريطانيه انها فخوره بالدور الاعلامي الصغير لنشر اللقاء الرائع بين الآنسه هاريت و الكابتن مايرز |
Monsieur Poirot ve Yüzbaşı Hastings. Bay Farley'i görmek için geldik. | Open Subtitles | "السيد "بوارو" و الكابتن "هستنغز "جئنا لرؤية السيد "فارلي |
Yangın başlayınca tanklar alev alıp onu ve Yüzbaşı Ramsey'i öldüren patlamaya yol açtı. | Open Subtitles | قبل أن يشتعل الحريق بالأسفل كما إنتوى فقد إحترقت تلك الخزانات و سببت الإنفجار الذي تسبب في وفاته هو و الملازم (رامزي). |
Lütfen köprüyü bana ve Yüzbaşı Shepard'a bırakın. | Open Subtitles | (أرجو ترك مركز القيادة لي و الملازم (شيبارد (الرتب دائماً تلفظ بصيغتها المذكرة للجنسين) |
Yüzbaşı Komutan Bernard Jaubert... ve Yüzbaşı Francois Brouse. | Open Subtitles | الرائد بيرنارد جابرت... والملازم أوّل فرانسوا برو. |
Tamam, Randy ve Yüzbaşı muhtemelen zaten oradadırlar. | Open Subtitles | حسناً , ( راندي ) و النقيب وصلا إلى هناك على الأرجح |