Aynı zamanda bence algı ve yaratıcılık kesinlikle eşsiz olarak insani değil. | TED | كذلك، أعتقد أن الإدراك والإبداع لا يعنيان بالضرورة إنسان على نحو مميز. |
ve bana göre eşsiz insani becerilerin temeli soyutlama, mecaz ve yaratıcılık gibi. | TED | وأظن أنه أساس لكثير من القدرات الخاصة بالبشر مثل التجريد والإستعارة والإبداع |
"Ariel" ayrıca, kalp kırığı ve yaratıcılık üzerine etkili meditasyonlarla doludur. | TED | آرييل مليء أيضا بتأملات مؤثرة عن أحزان القلب والإبداع. |
Monotonluk ve yenilik arasındaki bir savaş bu, durağanlık ve yaratıcılık arasında. | TED | لإنها حربٌ بين الرتابة والابتداع، بين الجمود والإبداع. |
Dünya'da geçmişin tohumları enerji ve yaratıcılık dolu şimdiye çiçek açtı. | Open Subtitles | على الأرض، بذور الماضي ازدهرت للحاضر الملئ بالطاقة والإبداع. |
O günlerde, enerji ve yaratıcılık ve tutku gerçekten onu ayakta tuttu. | Open Subtitles | الطاقة والإبداع والشغف في تلك الأيام هو ما جعلها تستمر. |
Bireylerin beyinlerinde baskın kısımlarının olduğu veya mantık ve yaratıcılık arasında sol-sağ ayrımı olduğu fikirlerini öne sürmeye yetecek herhangi bir kanıt yok. | TED | لا يوجد أي دليل لكي نقترح أن الأفراد يمتلكون نصفاً مهيمناً في الدماغ أو لدعم فكرة التقسيم يمين-يسار بين كل من المنطق والإبداع. |
Sonuç olarak, şehir planlayıcılar ve geliştiriciler geleceğimizi, yani daha yoğun ve daha büyük şehirleri tasarlamak için büyük gayret ve yaratıcılık göstermekteler. | TED | ونتيجة لذلك، فإن المخططين المدنيين ومطوري المدن يبذلون الكثير من الجهد والإبداع في تصميم المدن المستقبلية بمساحات أكبر وأكثر استيعابا للكثافة السكانية. |
Öyleyse, görsel ve hareketsel kontrolün, bu sol-sağ yapısına bağlı olan iki sistem olduğunu söyleyebiliriz, fakat mantık ve yaratıcılık fikrine uzandığımızda, ortaya problemler çıkıyor. | TED | لذا بإمكاننا أن نقول أنّ التحكمَ بالرؤية والحركة نظامان يعتمدان على التقسيم يمين-يسار، لكن المشاكل تظهر عندما نعمّم هذه الفكرة على المنطق والإبداع. |
Bence Michelangelo algı ve yaratıcılık arasındaki ikili ilişkiye dair keskin bir bakış açısına sahipti. | TED | أعتقد أن (مايكل أنجلو) كان يملك بصيرةً نافذة في هذه العلاقة الثنائية بين الإدراك والإبداع. |
(Gülüşmeler) Kapanış olarak, bence Michelangelo, bence haklıydı; algı ve yaratıcılık derinlemesine bağlıdır. | TED | (ضحك) في الختام، أعتقد أن (مايكل أنجيلو)، كان على حق، الإدراك والإبداع مرتبطان ارتباطاً وثيقاً. |
%60’ ı iskansiz olan bu ülkede bulduğum bilgi ve yaratıcılık karşısında inanılmaz bir şekilde enerjiyle dolmuştum. Ama inanılmaz bir yaratıcılık | TED | وكنت مدفوعًا بشكل كبير بالمعرفة والإبداع اللذين وجدتهما في ذلك البلد والذي 60 % من شعبه لا يملكون الأرض ولكنهم يملكون إبداعا مذهلا. |