Para, pul ve yiyecek aşkına, amansız bir saldırıya hazırlıyor onları. | Open Subtitles | من اجل الطعام والغذاء قادهم الى مشروع ينطوى على جراة شديدة |
Adamlarımdan bazıları sadece su ve yiyecek için oraya gitti. | Open Subtitles | البعض من رجالي خرجوا من هناك بحثاً عن الماء والغذاء |
Amacı, su ve yiyecek ihtiyacını karşılamaktır. | Open Subtitles | الهدف منه هو دفع قيمة مؤنات الطعام والماء. |
İki hafta boyunca, ağzıma su ve yiyecek koydular. | Open Subtitles | لمدة أسبوعين، وأنها دفعت مياه والطعام في فمي. |
Arabamla git ve Mike'a kola ve yiyecek bir şeyler al. Aç mısın? | Open Subtitles | أذهب و أحصل على سيارتى و أحضر لميك طعام و فلافل أنت جائع؟ |
Kamu arazileri çitle çevrildiğinden beri, yoksulların yakacak ve yiyecek arayacakları bir yer kalmadı. | Open Subtitles | منذ إغلاق الأراضي العامة لا يوجد مكان للفقراء ليأمنوا الوقود و الطعام |
İşte, ortağım burada ve yiyecek için çalışırım ve... | Open Subtitles | كما ترين شريكتي و أنا سوف نعمل مقابل الطعام و |
Para ve yiyecek sıkıntımız var, ama bedava yemek ve uyku fırsatları bulabiliyoruz. | Open Subtitles | المال والغذاء قلّوا , لكنّنا نستطيع إيجاد الفرص لنأكل وننام مجاناً |
Tek söyleyeceğim silah ve yiyecek bulmanın çok iyi fikir olacağıdır. | Open Subtitles | سأقول بأنّ الأسلحة والغذاء ستكون فكرة جيدة |
Belki silah ve yiyecek için etrafa bir bakmalıyız. | Open Subtitles | ربّما يجب أن نبحث عن لأسلحة والغذاء أولا |
Herhangi bir zamanda da çarpıcı çeşitlilikte türler ve sayısız birey yer ve yiyecek için mücadele etmektedir. | Open Subtitles | وفى كل لحظه هناك تنوع مذهل للأنواع وعدد لا يحصى من الافراد تكافح لأجل الحيز والغذاء |
Ben onlara CO2 ve ışık veriyorum onlar bana oksijen ve yiyecek. | Open Subtitles | لقد منحتهم... ثاني أكسد الكربون والضوء، فـ... أعطوني الأكسجين والغذاء. |
Sonunda ikimize yetecek kadar su ve yiyecek kalmadı. | Open Subtitles | في النهاية، لم يتبقى ما يكفي من الطعام والماء لكلانا. |
Sonunda ikimize yetecek kadar su ve yiyecek kalmadi. | Open Subtitles | في النهاية، لم يتبقى ما يكفي من الطعام والماء لكلانا. |
Levazım birliği, sizin için biraz sigara ve yiyecek göndermiş. | Open Subtitles | الشركة خدمة مجتمعة بعض السجائر والطعام لك. |
Sadece taşıyabileceğiniz şeyleri alın. Bolca su ve yiyecek olacak. | Open Subtitles | فقط تحتاجون الي مايمكنكم حمله , يوجد هناك الكثير من الماء والطعام |
Bir su depomuz ve yiyecek depomuz var ve insanlar ambarda duş alıyorlar. | Open Subtitles | و عندنا بالفعل مخزون ماء و طعام و الناس تستحم.. تحت الأرض |
Su ve yiyecek bulmak için bize yardım edeceksiniz. | Open Subtitles | ستساعدوننا في البحث عن طعام و شراب |
MO: Biz mülkleri onarırken, elli kişilik kilise grubum bir haftalığına barınma ve yiyecek rica etti. | TED | مورغان أونيل: مجموعتي في الكنيسة و المكونة من 50 شخصا بحاجة الى السكن و الطعام لمدة اسبوع حتى ننتهي من إصلاح الممتلكات. |
Kaldıkları yerin pencereleri, kapıları kapalı olmalı gönüllüler onlara erzak ve yiyecek getirir. | Open Subtitles | من المفترض أن يبقين خلف نوافذ و أبواب موصدة سيجلب المتطوعين الطعام و الحاجيات لهن |
Bir sonraki durağa kadar iki haftanız var ve yiyecek ya da su olmadan bazılarınız hayatta kalamayabilir. | Open Subtitles | إذاً إسبوعين حتى تصلوا لوجهتكم من دون طعام أو ماء |
Burası çiftçilerin hayvanlarını bir yere getirip su ve yiyecek aldıkları bir yerdi. | TED | حيث يستطيع المزارعون جلب حيواناتهم إلى مكان واحد والحصول على العلف والماء. |