"ve zayıf" - Translation from Turkish to Arabic

    • وضعيف
        
    • و ضعيف
        
    • وضعيفة
        
    • والضعف
        
    • وضعفاء
        
    • و واهنة
        
    • و الضعف
        
    • وأضعف
        
    • ونحيف
        
    • ونقاط ضعفه
        
    • الضعيفة
        
    Yaşlı ve zayıf ama hala Bela Lugosi ve gerçekten iyi birisi. Open Subtitles هو مسن وضعيف لكنه ما زال بيلا لوغوسي وهو لطيف جداً
    Hepsini yiyin. Ama bakın, sadece yaşlı ve zayıf olmayalım. Open Subtitles كلوا الكثير لكنكم إنظروا، ليس فقط كبير السن وضعيف
    Ya düşündüğün kadar mutsuz değilsin ya da acayip korkak ve zayıf karakterlisin ve kendine nasıl bakacağını bilmiyorsun. Open Subtitles اما انك لست غير سعيد كما تظن او انك جبان و ضعيف و لا تعرف كيف تعتني بنفسك علىالاطلاق
    Korkacak ve zayıf olacak. Nasıl savaşacağını ve kendini nasıl savunacağını bilmeyecek. Open Subtitles بل ستكون خائفة وضعيفة ولا تعرف كيف تقاتل أو تدافع عن نفسها.
    İnsan vücudunun bir dizi güçlü ve zayıf noktadan oluştuğunu anlattı. Open Subtitles وضَّح أن الجسم البشريّ عبارة عن سلسلة من نقاط القوة والضعف
    Sadece şafak vakti yaklaşana kadar bekleyelim, kesin uykuda ve zayıf oldukları zamanı. Open Subtitles ...ولكن يجب أن ننتظر الوقت المناسب للهجوم قبل الفجر ...عندما يكونون نائمين وضعفاء
    Annem yaşlı ve zayıf biri. Gitmesini sağlayamadınız mı? Open Subtitles أمي مسنة و واهنة ألم يمكنكم أن تجعلوها الرحيل؟
    Bir devekuşu yalnız bir çitanın endişelenmiyecek kadar küçük ve zayıf olduğunu bilir. Open Subtitles تعلم النعامة أن الفهد وحده صغير وضعيف ليثير قلقها.
    Senin kadar yavaş ve zayıf biri bile beni devirebiliyor. Open Subtitles حتّى شخص بطيء وضعيف مثلك يمكنه أن يطرحني أرضًا
    Hasta ve zayıf bir adama korkakça saldırdı. Open Subtitles فى هجوم خسيس على رجل مريض وضعيف
    Oradaki öğrenci komutan tecrübesiz ve zayıf. Open Subtitles الطالب القائد هناك ليس لديه خبرة وضعيف
    Vücudu yorgun ve zayıf olup sükûnet arıyor olabilir. Open Subtitles جسده أصبح تَعِب و ضعيف, ويبحث على الراحه.
    Zararsız ve zayıf görünerek şüphelendirmeden ona yaklaşabilirsiniz. Open Subtitles و لكن بالظهور بأنك غير مؤذي و ضعيف و بهذا يمكنك الاقتراب من الهدف بدون إثارة انتباه بقولك :
    Merak ediyorsunuzdur, Tanrı neden tüm sevgisini bu berbat ve zayıf şeylere verdi. Open Subtitles .. لذا عليكما التساؤل , لماذا يضع القادر سرّه بشيء فوضوي و ضعيف ...
    Bu, eğer lif duvarlarını çok erken ve yeniden yapılandırırsa kısalacağı anlamına gelir, sonunda da kaba ve zayıf kumaş oluşur. TED هذا يعني، إن أعاد الليف تشكيل جدرانه بشكلٍ سابقٍ لأوانه، سيكون قصيرًا، وبالتالي ينتج أقمشةً خشنة وضعيفة.
    Onların dış duvarları normalden daha ince ve zayıf yapılmıştır. Open Subtitles الخارج من الجدران أكثر 'رقة وضعيفة من المعتاد.
    Geldiğim yerde bazıları insanoğlunun narin ve zayıf olduğunu düşünüyor. Open Subtitles من حيث أتيت , البعض يعتقد بأن البشرية سهلة التدمير وضعيفة
    İnsan vücudunun bir dizi güçlü ve zayıf noktadan oluştuğunu anlattı. Open Subtitles وضَّح أن الجسم البشريّ عبارة عن سلسلة من نقاط القوة والضعف
    Bu adam sizi değersiz hissettiren, küçük ve zayıf görenleri temsil ediyor. Open Subtitles هذا الرجل ككلّ رجل جعل منّكم مُـحتقرين وضعفاء
    Şey, Cumhuriyet yaşlı ve zayıf. Open Subtitles حسناً، الجمهورية عجوز و واهنة
    Testin, profesyonel niteliklerinize doğrudan etkisi olan kuvvetli ve zayıf olduğunuz noktalara ışık tutacak şeklide tasarlanmış olduğunu varsayabilirsiniz. Open Subtitles إنه صمِّم خصّيصاً ليوضّح.. لو شئتم, نقاط القوة و الضعف التي تؤثر مباشرةً على المؤهلات المهنية.
    Ta ki, daha küçük ve zayıf bir zebra suya girene kadar. Open Subtitles ولكن فقط حتى تدخل اصغر وأضعف الحيوانات الى الماء
    Herkes senin kadar minik ve zayıf kalamıyor. Open Subtitles لا يمكن للجميع البقاء بجسد ضئيل ونحيف مثلك
    Onun güçlü yanlarını ve zayıf yanlarını biliyorum. Open Subtitles أعرف نقاط قوته ونقاط ضعفه.
    Elektromanyetik ve zayıf kuvvetler madde ile kuvvetli ve zayıf yüklerin etkileşimi bu motifin oluşturur. TED تتفاعل القوى الكهرومغناطيسية والقوى الضعيفة بالمادة.. وفقا لشحناتها القوية وشحناتها الضعيفة.. والتي تشكل هذا النمط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more