"veda etmek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للوداع
        
    • لأودع
        
    • لنودع
        
    • لتودعني
        
    • لتُوادعني
        
    • لأودعك
        
    • لأودعكِ
        
    Sonra, bunun veda etmek için harika bir yol olduğunu söyledi. Open Subtitles و بعد ذلك قالت ، بأن هذا كان أفضل طريقة للوداع
    O gece şehri sonsuza kadar terk edecekti veda etmek için geldi. Open Subtitles كانت ستغادر تلك الليلة للأبد، فأتت هنا. أتت للوداع.
    Sonra, bunun veda etmek için harika bir yol olduğunu söyledi. Open Subtitles ثم قالت: إنها أفضل طريقة للوداع
    O fark etmeden telefonunu aldım kocama ve çocuklarıma veda etmek için eve gideceğimi söyledim. Open Subtitles فأخذت هاتفه خفية وقلت أنني ذاهبة للمنزل لأودع زوجي وأطفالي
    Bu üzücü günde, burada, aramızdan ayrılan... sevgili arkadaşımız Lou Pratt'e veda etmek için toplandık. Open Subtitles نجتمع في هذا اليوم الحزين لنودع صديقنا العزيز المغادر لو برات
    Gerçekten geri dönmenin bir yolu olduğunu düşünseydin, bu şekilde veda etmek için gelmezdin. Open Subtitles لن تكن هنا بهذه الطريقة لتودعني لو انك تعتقد ان هناك فرصة
    Doğru dürüst veda etmek için, gündüz gözüyle. Open Subtitles فقط لتُوادعني , في ضوء النهار على الأرجح
    Buraya veda etmek için geldim. Open Subtitles لذلك جئت لأودعك
    Sanat hiç bitmez. Bazen terk edilir. Lafı gelmişken veda etmek için buradayım. Open Subtitles الفن لا ينتهي أبداً, يُهجر فحسب وبالحديث عن هذا, أنا هنا لأودعكِ.
    Bu, veda etmek için harika bir yoldu. Open Subtitles لقد كانت أفضل طريقة للوداع
    Bu, veda etmek için harika bir yoldu. Open Subtitles لقد كانت أفضل طريقة للوداع
    veda etmek için iyi bir yol olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعرف أن هذه طريقة سيئة للوداع
    Sadece veda etmek için. Open Subtitles للوداع فقط
    Yalnızca veda etmek için uğramıştım. Open Subtitles جئت للوداع فقط
    veda etmek için vakit olmayacak. Open Subtitles لا وقت للوداع
    'Seni New York'ta görmeden önce...' ...eve anneme veda etmek için sokuldum. Open Subtitles قبل ان اراك في نيو يورك تسللت الى المنزل لأودع امي
    Son kez söylüyorum buraya Leonard'a veda etmek için geldim. Open Subtitles لا يا (شون)، ولآخر مرة أقول لك أنا هنا لأودع (لينارد)
    Bebeğime veda etmek için son şansım. Open Subtitles هذه هي فرصتي لأودع طفلتي
    Yedi numaralı madene ve orada çalışan bazı kişilere veda etmek için buradayız. Open Subtitles نحن لنودع المنجم سبعة وبعض الرجال الذين عملوا هناك
    Ve yürek parçalayıcı bir şekilde biri hariç hepsine veda etmek için son fırsatımız olacak. Open Subtitles وتحطيم القلب لنودع الجميع ماعدا واحد
    Mimi, bu küçük partiyi en sevdiğimiz yemek köşesi yazarına veda etmek için düzenledik. Open Subtitles أقمنا هذا الحفل الصغير يا (ميمي) لنودع ناقدة الطعام المفضلة لدينا
    Nancy veda etmek için geldi. Treni iptal olmuş. Open Subtitles (نانسي)، رجعت لتودعني
    Doğru dürüst veda etmek için, gündüz gözüyle. Open Subtitles فقط لتُوادعني , في ضوء النهار على الأرجح
    veda etmek için uğradιm. Open Subtitles جئت فقط لأودعك
    Sana veda etmek için yazıyorum. Open Subtitles أَكْتبُ اليك لأودعكِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more