| Kendine ait golf sahası var. vegan menü. | Open Subtitles | لديه ملعب غولف خاص به بتسع حفر قائمة نباتية |
| Belki de proteinin tadını alamadığı için vegan olmayı seçmiştir. | Open Subtitles | ربما أصبحت نباتية لأنها أصبحت لا تتذوق البروتينات |
| Bunları çıkarınca beni vegan beslenmeden ayıran tek şey tavuk ve balık oldu. | Open Subtitles | فعندما قمت بإزالتها كان الشيء الوحيد الذي يفصلني عن الإلتزام بنمط غذاء نباتي |
| Börekleri mideye indirirken tabağın yanına iliştirilmiş "vegan" yazısını fark etmedin mi acaba? | Open Subtitles | اه عندما كنت تحفر في المعجنات هل لاحظت لافتة صغيرة عليها كلمة نباتي |
| Geçen hafta bir konuşma yaptı ve, vegan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حصلت بيننا تلك المواجهة الهائلة الأسبوع السابق أظهرتْ جزئها النباتي |
| Bir dakika, tüm o vegan yiyecekler korumasız bir şekilde... öğretmenler odasında duruyor. | Open Subtitles | مهلًا، كل تلك المخبوزات النباتية جالسة هناك وحسب غير محمية في استراحة المعلمين. |
| Megan, seni çatlak vegan. | Open Subtitles | أوه ، ميغين قافيه مع نباتي فأنا كنت نباتياً |
| Ne güzel. Ben de bir hafta vegan diyeti yapmıştım. | Open Subtitles | احسنت, لقد حاولت ان اكون نباتية لمدة اسبوع |
| Her ne kadar Brooke bir vegan olsa da, babam çizburger sevse de. | Open Subtitles | حتي لو كانت هي نباتية وهو من أكلي البرجر بالجبن |
| Gömülün beyler. Tam bir vegan ziyafeti. | Open Subtitles | إبدأوا بالأكل يا رفاق إنّها وليمة نباتية |
| Ve hak ettiğim şeyi de aldım vegan, glüten kullanmayan bir vegan hem de! | Open Subtitles | وحصلت على ما استحقه. نباتية ، نباتية خالية من الغلوتين. |
| Keşke ben de vegan olabilsem ama yumurtaya bayılıyorum. | Open Subtitles | اه ,اود ان اكون نباتي لكني احب البيض حقا |
| Bay Cootes, vegan olduğunuzu bildiğimden sizin için vegan böreği hazırladım. | Open Subtitles | سيد كوتس اعلم انك نباتي لذلك ,انا,اه احضرت لك بعض من الاطعمة النباتية هناك |
| Haftada 3 kere antrenman yapan bir vegan en ön rafa geçer. | Open Subtitles | لذلك النباتي الذي يعمل ثلاث مرات في الاسبوع هو الافضل ياعزيزتي |
| Eskiden içeceğimin içine sadece vegan proteini koyuyordum. | Open Subtitles | لقد اعتدت على وضع البروتين النباتي في عصيري الأخضر |
| Öğle yemeğini hep aynı vegan restoranında yer, ve her öğleden sonra aynı yoga salonuna giderdi. | Open Subtitles | أقصد، إنه يأكل في ذات المطعم النباتي على الغداء، ويذهب إلى ذات مكان اليوغا كل عصر |
| vegan gibi beslenmezsen, vegan güçlerin de olamaz! | Open Subtitles | مادمت لست نباتياً فلن تنال قوي النباتيين |
| vegan lokantadaki garsonlar gibi masaya hiçbir şey getirmiyorsun. | Open Subtitles | كالنادلة في مطعم للنباتيين لا تحضرين شيء للطاولة |
| Ancak sorun şu ki birçok vegan pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لكن المشكلة هي أنّ الكثير من النباتيين لا يبدون بخير. |
| O zaman, vegan koridorunda oturup duruyor. | Open Subtitles | فإنّه سيوضع بإهمال في ممرّات السلع النباتيّة |
| Et yemeyi bırakmak aklımın ucundan dahi geçmiyordu ancak vegan olan insanların başarıları hakkında çok şey duydum ve böylece tüm hayvani ürünleri bıraktım. | Open Subtitles | وأتخلّى عن كل اللحوم، الأمر الذي لم يكن في بالي بعد حين أو مليون سنة، لكنني سمعتُ بنجاحات كثيرة مِن أناس نباتيين. |
| Onu çok kışkırtıcı buldum, biraz da vegan. | Open Subtitles | أعني أراه مثل " إنجي " إدقي " " فيقان " |