"velocity" - Translation from Turkish to Arabic

    • فيلوسيتي
        
    • فيلوسي
        
    Bunu California'da Velocity Sirki ile sahneleyecek kadar da şanslıydım. TED وبعدها كنت محظوظا لأن أعرض هذا في كاليفورنيا مع سيرك فيلوسيتي.
    Velocity'nin son yirmi yılda anlaşmaya gittiği davaların hepsi orada. Open Subtitles هذه كل قضية قامت "فيلوسيتي" بتسويتها في العشرين عاماً الأخيرة
    Hayır Velocity şirketiyle ilgili. Open Subtitles لا, هذا بخصوص "فيلوسيتي" لحلول البيانات.
    Velocity'ye karşı dava başlattığını söylemek için geldiğini düşünmüştüm. Open Subtitles حسنا, أفترض أنك هنا لتخبرني أنك أقمت دعوى قضائية ضد "فيلوسيتي".
    Sıradaki Velocity hazır olana kadar ne kadar zaman var? 8. Open Subtitles -كم بقي على تحضير فيلوسي
    Bu yaptığımız bir şey değil çünkü Velocity gibi dev bir şirketi alt etmek için ne zamanımız ne de yeterli çalışanımız var. Open Subtitles هو شيءٌ لا نقوم به لأننا لا نملك الوقت أو الموارد البشرية لنُواجه عملاقاً مثل "فيلوسيتي".
    Velocity stoklarına darbe indirmekle uğraşmamıza gerek kalmadı yani. Open Subtitles مما يعني أننا لا نحتاج أن نقلق بخصوص أسهم "فيلوسيتي" بعد الآن.
    Bazı kişisel bilgiler için Velocity'nin veri tabanına sızman gerek. Open Subtitles نحتاج منك أن تخترق قاعدة بيانات "فيلوسيتي" سجلات شخصية.
    Müvekkilimin şirketinde çalışan bir avukatla ilişkiye girip onu gizli bilgileri satmaya ikna eden bir kadın var Velocity'de. Open Subtitles حسنا, هناك إمرأة تعمل في "فيلوسيتي" ضاجعت أحد المُحامين النقابيين في شركة مُوكلي و أقنعته أن يبيع
    Velocity'ye sızmaya gerek yok. Open Subtitles لا تحتاج أن تخترق قاعدة بيانات "فيلوسيتي".
    Söylemeye geldiğim şey, Craig Mike Ross'un Velocity işini halledeceği. Open Subtitles ما أنا هنا لإخبارك به, (كريج), أن (مايك روس) سيتعامل مع "فيلوسيتي".
    Gidip Velocity'ye cehennemin kaç bucak olduğunu gösterelim. Open Subtitles إذا دعنا نأخذ معاطفنا و نذهب لنهزم "فيلوسيتي" -بكل طريقة ممكنة .
    Oliver tüm gün toplantı odasında Velocity'ye karşı açılmış davalar üzerinde çalışmış. Open Subtitles من الواضح أن (أوليفر) في قاعة المؤتمرات طوال اليوم يعمل على بعض القضايا ضد "فيلوسيتي" للبيانات.
    Harvey az önce Velocity avukatlarından bir telefon geldi. Open Subtitles (هارفي), لقد جاءتني مكالمة هاتفية حالاً من المحامين في "فيلوسيتي",
    Velocity dosyalarını toparla da aşağıda buluşalım. Open Subtitles اجمع ملفات "فيلوسيتي" -وقابلني في الأسفل .
    Velocity'deki adam canıma okumak üzereydi. Open Subtitles الرجل في "فيلوسيتي" كان يهاجمني.
    Siedel'in Velocity işini tek başına düşünmüş olmasına imkan yok. Open Subtitles -لا . اسمعني, مستحيل أن يكون (سيدل) جاء بهذه الفكرة ليقوم بهذه الأمور ضد "فيلوسيتي" بمفرده
    - Velocity'de çalışan bir kadın var. Open Subtitles -هناك إمرأة تعمل في "فيلوسيتي".
    Velocity stoklarına darbe vurmamız lazım. Open Subtitles -لأسهم "فيلوسيتي" لحلول البيانات .
    Sıradaki Velocity hazır olana kadar ne kadar zaman var? 8. Open Subtitles -كم بقي على تحضير فيلوسي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more