| Bak Chris bir kitap okudum; kadınlar Venüs'tenmiş o yüzden şunları al: | Open Subtitles | قرأت كتاباً يقول أن النساء من كوكب الزهرة لذا إجلب لها الآتي: |
| Venüs'te volkanlar dünyadaki gibi süper ısınmış cehennemler haline geldiler. | Open Subtitles | على الزهرة حوّلَت البراكين العالم الشبيه بالأرض لجحيمٍ بالغ السخونة |
| Ve Venüs'ün gündüz tarafında havanın ısınıp yükselmesiyle gece tarafına doğru yayılır. | Open Subtitles | وعندما يدفأ الهواء ويرتفع في جانب الزهرة النهاري فإنه ينتشر للجانب الليلي |
| Bu yöntem, Venüs gezegeninin Güneş diskini geçmesi için gereken sürenin hesaplanmasına dayanıyordu. | Open Subtitles | شملت قياس الوقت المضبوط الذي يقطعه كوكب الزهرة ليكمل دورة كاملة حول الشمس |
| Aphrodite deyin, Venüs deyin çok istiyorsanız yosma deyin ne hakkında olduğunu anladığımız ve desteklediğimiz sürece ne isterseniz onu deyin, ismin önemi yok. | TED | سموه أفرودايت أو فينوس أو بمبو أو أي اسم آخر تريدونه الاسم لا يهم مادام أنه يحمل المعني، ونحن ندعمه |
| NASA'ya katılacak ve Venüs'e gidişle ilgili bir deneyi başarıyla önerecek kadar şanslıydım. | TED | لقد كنت محظوظا لانضمامي إلى وكالة ناسا الفضائية واقتراح تجربة ناجحة للتحليق نحو كوكب الزهرة. |
| Sonunda, Venüs deneyimizin baş müfettişi olarak görevimden ayrıldım çünkü gözümüzün önünde değişen bir gezegen çok daha ilginç ve önemlidir. | TED | أخيرا، استقلت كمحقق رئيسي في تجربتنا على الزهرة لأن كوكبا يتغير أمام أعيننا أكثر أهمية وإثارة للاهتمام. |
| Muhtemelen duymuşsunuzdur, söz konusu psikolojileri olduğunda sanki erkekler Mars'tan, kadınlar da Venüs'ten gelmiştir. | TED | لعلكم سمعتم بأنه عندما يأتي الحديث عن نفسياتهم، فإنها تبدو في الغالب وكأن الرجال من المريخ والنساء من الزهرة. |
| Güneş sistemimizdeki Venüs gezegenini düşünelim. | TED | تأملوا كوكب الزهرة في مجموعتنا الشمسية. |
| Uzaylı bir astronom olsaydın Venüs'ün yaşam için oldukça isabetli olacağını düşünürdün. | TED | لو كنت عالم فلك فضائي، لراهنت أنّ الزهرة صالح للحياة. |
| Ama Venüs, en azından yüzeyi açısından yaşanılabilir değil. | TED | إلا أنّ كوكب الزهرة غير صالح للحياة، على الأقل ليس على سطحه. |
| Sonuç olarak, Venüs'ün sıcaklığı kurşun eritecek kadar sıcak ve gezegen kemik kadar kuru. | TED | نتيجةً لذلك، فإنّ درجة الحرارة على سطح الزهرة كافية لصهر الفولاذ، كما أنّ الكوكب جافٌّ تمامًا. |
| Ve bu, Venüs'ün Güneş'e daha yakın olmasından kaynaklanmıyor. | TED | وهذا ليس لأن الزهرة أقرب قليلاً إلى الشمس |
| Ama Venüs'ün de tıpkı Mars ve Dünya gibi zamanla kaçan bir atmosferi vardır. | TED | لكن الزهرة كذلك به غلاف جوي يُفلت طوال الوقت، وكذلك المريخ والأرض. |
| Venüs ve Mars'tayken bir pusulan varsa tebrikler, kayboldun. | TED | لو أن لديك بوصلة على الزهرة أو المريخ، فهنيئًا لك؛ أنت تائه. |
| Jüpiter, Merkür ve Venüs oradaydı. | TED | أي كوكب المشتري وكوكب عُطارد وكوكب الزهرة. |
| Fakat Venüs çok kötü (en kötü) gezegendir. | TED | لكن كوكب الزهرة سيء جداً، أسوأ كوكب على الإطلاق |
| Hatta Venüs'e gidecek bir roket aracı bile yapabilirdim. | Open Subtitles | وحتى ربما بناء سفينة الصواريخ إلى كوكب الزهرة |
| Astrologlar gezegenlerin hareketlerini izleyip, meselâ "Venüs Keçi Takımyıldızından yükseldiğinde geçen sefer ne olmuştu?" dediler. | Open Subtitles | قام المنجمون بدراسة حركة الكواكب وتساءلوا ماذا حدث فى آخر مرة عندما كان كوكب الزهرة لامعا فى السماء أثناء برج العنزة ؟ |
| Oysa Venüs ile konuşana kadar bu yaklaşımların hiçbirinin aslında onun oğlunun ölümünü neden izlemek zorunda kaldığına değinmemiş olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. | TED | لكن لحين تكلمت مع فينوس لم يكن لدي أدنى فكرة أنه ولا واحد من هذه الأساليب فعليًا يجيب : لماذا اضطرت ان ترى طفلها يموت؟ |
| Venüs'te güzel bir kulübe. | Open Subtitles | كوخ لطيف على كوكب الزُهرة. |