Hide, California, Venice'te sahil kenarında yalnız bir hayat sürüyor. | Open Subtitles | الاختفاء والانعزال بالحياة في "فينيس كاليفورنيا " بالقرب من الشاطئ |
Venice'deki parti için 10 binlik daha mal takviyesi istiyorum. | Open Subtitles | اسمع، اريد عشرة الآف أخرى عند الحفلة في فينيس |
Bomba imha ekibi Venice'deki bomba 8 kg olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد خبراء المفرقعات فى فينيسيا ان الانفجار الواحد أخذ 15باوند |
Bu ucuz bir gözlük çifti bunu Venice Beach Boardwalk'ta satın aldık, biraz bakır kablo ve Home Depot ve Radio Shack'tan biraz malzeme. | TED | هذا هو زوج من النظارات الشمسية الرخيصة التي اشتريناها من ممر شاطئ فينيسيا ، وبعض الأسلاك النحاسية وبعض الاشياء من هوم ديبوت وراديو شاك. |
Bu film 1962 yılında Venice Film Festivalinde iki ödül aldı. | Open Subtitles | هذا الفيلم حصل على جائزتين في مهرجان البندقية السينمائي عام 1962. |
size bahsedecek olduğum proje Venedik'e ait Zaman Makinesine ait, ki bu proje EPFL ve University of Venice Ca'Foscari ortak projesidir. | TED | آلة زمن البندقية، المشروع الذي سأخبركم عنه مشروع مشترك بين لوزان وجامعة البندقية. |
Venice Bulvarı'nda sokak ortasında yatan, üç cesedin yanından geliyorum Justine. | Open Subtitles | لدي 3 جثث على جانب الطريق في جادة فينس ياجستين |
Hayır, sersem. Venice de. Burayı o kadar çok sevmesinin bir sebebi olsa gerek. | Open Subtitles | لا ، فى فينسيا ، يجب ان يكون هناك سبب لحبها لها |
38 yaşında kadın, Venice yerel hastanesinden nâkil. | Open Subtitles | أنثى 38 سنه تم تحويلها من مستشفى فينيس المحلي |
Rondell ve ekibinin yakın bir zamanda Venice Bulvarı'na geleceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا تخمن أن * رونديل * سيعبر فينيس بوليفارد * فى أى وقت قريباً * |
- Bakmanı istediğim başka bir dava daha var, benim yaşadığım yerde, Venice'te meydana geldiği için aklımda kaldı. - Tamam. | Open Subtitles | هنالك قضية أخرى تحتاج لتطلع عليهاـ لقد علقت في ذهني - لأنها حدثت في مدينة "فينيس" في جواري حسناً - |
20 dakika var. Ben daha Venice'teyim. | Open Subtitles | هذا يعني بعد 20 دقيقه انا في فينيس |
Bir tanesi Venice'de, iki tanesi nerede kim bilir. | Open Subtitles | واحدة في فينيسيا اثنان في عداد المفقودين. |
Venice bombalama olayındaki üç adama benziyor. | Open Subtitles | انظر يبدون كالرجال الثلاثة من تفجير فينيسيا. |
- Venice arasında | Open Subtitles | فى منتصف الطريق بين " آنكونا " و " فينيسيا" |
Venice sirin, sessiz bir yerdi. | Open Subtitles | البندقية كان حياً رائعاً هادئاً وكان يمكن أن ينمو وينمو |
Venice şirin, sessiz bir yerdi. | Open Subtitles | البندقية كان حياً رائعاً هادئاً وكان يمكن أن ينمو وينمو |
Venice Bulvarı'nda sokak ortasında yatan... üç cesedin yanından geliyorum Justine. | Open Subtitles | لدي 3 جثث على جانب الطريق في جادة فينس ياجستين |
Venice ve Canal'ın köşesindeyim, ve ortalıkta bir sürü insan var. | Open Subtitles | انا عند ناصيه فينس و كنال في ناس كتير أوي على الواجهه |
Venice'deki bir kafeden yollanmış ve yollayan şu anda online. | Open Subtitles | أُرسلت من كافيه في فينس والمُرسل متصل حالياً |
- Eğer sakıncası yoksa - - Anneleri Venice'i çok severdi. | Open Subtitles | .. اذا لم تمانع - امهم كانت تحب فينسيا - |
30 Ekim'de Venice Sahilinde bulunmuştu. | Open Subtitles | عُثر عليه في شاطئ "فينيسا" في 30 اكتوبر. |
David, Venice'e giden iki biletle ortaya çıktı. | Open Subtitles | ظهر ديفيد ومعه تذكرتين للبندقية. |
Buluşma Venice Plajında bir lokantada. | Open Subtitles | اللقاء سيكون في المطعم عند شاطيء "فانيس" |