"verdiğin sözü" - Translation from Turkish to Arabic

• وعدك
• بوعدك
• ما وعدتني به
• الوعد الذي قطعته
• وعدكَ
• وعدت به
• بالوعد الذي قطعته

Ona verdiğin sözü tuttuğunu görseydi eminim ki seninle gurur duyardı.
أعلم أنّه سيكون فخوراً لأنّك أبقيتَ على وعدك له

Sense ailene Peder Hubley'ye ve Tanrı'ya verdiğin sözü bozmak mı istiyorsun?
أنت تريد ان تنكث وعدك للعائلة والأب هبلي والله ليست مشكلة

Yoo-jin'i üzmeyeceğine dair verdiğin sözü tutuyor musun?
هل مازلت محافظ على وعدك بأنك لن تدع يوجين تحزن؟

Peki o zaman. Evlendiğiniz zaman bana verdiğin sözü tutup restoranımı alacaksın, değil mi?
بعدما تتزوجان، ستفي بوعدك لي وتشتري لي المطعم

Sen de bana verdiğin sözü tut. - Bana ailemden bahset.
لذا أعطني ما وعدتني به أخبرني عن والدَيّ

Ama, TT'ye verdiğin sözü her zaman tut.
لكن وفِ دائماً الوعد الذي قطعته لـ(تي تي).

Saçlarını güzelce kestirip harika pantolonları aldın sonra farkettin ki Orta Doğuya olan biletin ekonomi sınıfıymış bunun üzerine de verdiğin sözü yeniden düşünmeye karar erdin.
حصلتَ على قصّة الشعر اللطيفة والسراويل الرائعة ثم أدركتَ أنّ تذكرة طائرتكَ المتجهة إلى الشرق الأوسط كانت لحافلة فقرّرتَ إعادة النظر في وعدكَ

Sadece polis hakkında verdiğin sözü tutup tutmadığını kontrol ediyorum.
أتأكد من أنك حافظت على وعدك بخصوص الشرطة

Naomi'ye verdiğin sözü bozup Sam'e söyleyerek yapman gerekeni yaptın.
انت فعلت مايجب عليك فعله,أخبرت سام,وأخلفتي وعدك لناعومي

Hayatını mahvedecek bir kadına verdiğin sözü neden tutuyorsun?
لمَا أنتَ تبقي على وعدك لهذه السيدة التي هي على وشك تدمير حياتك ؟

Ben gidiyorum. verdiğin sözü tutacaksın değil mi?
سأذهب الآن لكنك ستذكر وعدك لي, أليس كذلك ؟

Kurt'a verdiğin sözü tutman gözüne girmemizi sağlayacak.
الحفاظ علي وعدك سيجعل الذئب في مكانة جيدة

Şimdi halkımı korumak için verdiğin sözü onurlandırma sırası.
الآن، أنا بحاجة إليكم لتكرم وعدك بأن تحمي شعبي

Bana verdiğin sözü tut ve Canfield'ların yanına yaklaşma.
حافظ على وعدك لى "لا وتقترب من عائلة "كانفيلد

Dante, eğer bana verdiğin sözü bozduysan, sonsuza kadar lanetleneceğim.
دانتي,إن نكثّ بوعدك لي فسوف 'ألعن إلى الأبد

Ama bunu atlattığımızda, verdiğin sözü tutmanı istiyorum.
لكن عندما ينقضي هذا الأمر سألزمك بوعدك لي.

Dante, bana verdiğin sözü tutmazsan, ebediyen lanetleneceğim.
دانتي,إن نكث بوعدك لي فسوف ألعن إلى الأبد

Evet, ama verdiğin sözü tutman lazım.
أجل، لكنكِ يجب أن تتذكري ما وعدتني به

- verdiğin sözü tut. - Ne, sence ben...
ـ إفعل ما وعدتني به ـ أتظن باني

verdiğin sözü hatırladın.
تذكر الوعد الذي قطعته.

Bana verdiğin sözü de artık unutabilirsin.
تستطيع أن تنسى وعدكَ لي الآن

Ama olurda, eğer bana verdiğin sözü tutmazsan sen bilirsin.
...ولكن، مع ذلك، على الرغم ...إذا لم تفعل ما وعدت به..

Chosun halkı için çalışacağına dair verdiğin sözü tutacağın konusunda sana güveniyorum.
مهما تفعلين اعتقد انك ستوفين بالوعد الذي قطعته لسكان جوسون