"verirdi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعطيني
        
    • يعطي
        
    • تعطيهم
        
    • كان بمقدوره
        
    • يطلب منها ذلك
        
    • كانت تسمح
        
    • سيعطيني إياه
        
    Lureen'in babası, emin ol ortadan kaybolmam için yüklü bir para verirdi. Open Subtitles أراهن علي أن والد لورين يمكن أن يعطيني نقودا لأهرب من أبنته
    Her pazar bana bozuk para verirdi ve çok eğlenirdi. Open Subtitles لقد كان يعطيني 10روبيات معدنية ويقول لي اذهب اشتري كرة
    Kapıcıya. sadece kapıyı açtığı için 100 dolar verirdi. Open Subtitles كان يعطي البواب 100 دولار فقط لأنه يفتح الباب
    Oyun oynatanlara yüzlerce dolar verirdi. Open Subtitles كان يعطي المئات إلى التجار والرجال الذين كانوا يديرون اللعب
    Eskiden olsa bir şirket muhtemelen sana yeni bir araba ve ev verirdi. Open Subtitles وفي اليوم التالي ربما تعطيهم بعض الشركات سيارة جديدة ومنزل
    Geçmişe gidebilse, karanlık onu ele geçirmeden ve sevdiği her şeyi yitirmeden öncesine bu kararı hemen verirdi. Open Subtitles إن كان بمقدوره أن يعيد الصفحات قبل أن تغلب عليه بذور الظلام و كل شئ احبه ضاع معه
    Ben küçükken babam bana haftada... bir kuruş verirdi. Open Subtitles عندما كنت صغيرأ، كان أبّي يعطيني سنتاً في الإسبوع
    Bazen çekici bana verir ve basit şeyler yapmama izin verirdi. Open Subtitles أحيانا يعطيني المطرقة، لأفعل الاشياء السهلة.
    Ne kadar para olduğunu tahmin edebilirsem ya da yaklaşırsam parayı bana verirdi. Open Subtitles و إذا خمنت كم لديه من النقود حتى لو كنت قريباً من ذلك, كان يعطيني إياها
    Küçükken, her Pazar babam Pazar gazetesinin çizgi roman ekini verirdi. Open Subtitles اعتاد أبي في كل يوم أحد أن يعطيني رسومات من مجلات الأطفال
    Her karga vurduğumda babam bana bir çeyreklik verirdi. Open Subtitles أبي كان يعطيني ربع دولار عن كلّ غراب أصطاده.
    İdare amiri o şeyi her yaptığında bana para verirdi. Open Subtitles كبير المشرفين كان يعطيني المال في كل مرة يؤذيني
    Her hafta, Tyler kararlaştırdığı kuralları verirdi. Open Subtitles كل أسبوع تايلر يعطي القواعد التي نقررها أنا وهو الساده المحترمون
    Bu gece o sahada olmak için canını bile verirdi. Open Subtitles الذي يعطي حياته ليكون معكم اليوم في هذه المباراة
    İnsanlara her şey hakkında tavsiye verirdi atlarla ilgili veya sonraki başkanın kim olacağı gibi. Open Subtitles هو يعطي الناس المشورة في كل شيئ حول الخيول او من سيكون الرئيس القادم
    Banane..çok bahşiş verirdi bazen 100 dolar Open Subtitles .إنه يعطي بقشيش كبير .في بعض الأحيان 100 دولار
    Sürekli, gizli anlamları olmayan hediyeler verirdi. Open Subtitles لطالما كان يعطي هدية وبداخلها رسالة خفية
    Çiftçiler onlara kolyenin ucunda bir sent verirdi. Open Subtitles لهذا كانت العائلات تعطيهم هذه العملة كقلادة.
    Aile geçimini onunla sağlardı. Keçi onlara hayat verirdi. Open Subtitles كانوا يربونها وكانت تلك العنزة تعطيهم حياة
    Öncelikle üçüncü kez aday olsaydı babam yine oyunu Obama'ya verirdi. Open Subtitles (أولاً، والدي كان ليصوت لـ (أوباما للولاية الثالثة لو كان بمقدوره.
    Karısı çok akıl verirdi ama adam kulak asmazdı. Open Subtitles لقد تطوعت كثيراً لكنى لم أره أبداً يطلب منها ذلك
    Saat 12'yi geçmiş de olsa uyanık kalmama izin verirdi. Open Subtitles كانت تسمح لي أن أبقى ساهراّّ حتى بعد منتصف الليل
    İsteseydim kesin verirdi. Open Subtitles أنا متأكد أنه سيعطيني إياه لو طلبت ذلك منه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more