"vermezsen" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم تعطني
        
    • لم تعطيني
        
    • تَعطيني
        
    • تُعطيني
        
    • لم تعطنى
        
    • لم تعطي
        
    • لم تقومي
        
    • لم تحضر
        
    • لا تعطيني
        
    • كنت لن
        
    • تعطينى
        
    • تعطنا
        
    • تعطه
        
    • وإن لم تفعل
        
    • لم تعطِهم
        
    Siz kabileler arasında en zayıf olanısınız, eğer kızını bana vermezsen hepinizi yok ederim. Open Subtitles أنتم أضعف جماعة في هذه البرية إذا لم تعطني إبنتك فسأدمركم جميعا
    Adada başka biri var ve silahı bana vermezsen ikimiz de öldürecek. Open Subtitles هناك شخص ما في الجزيره وسيقتلوننا نحن الإثنين إذا لم تعطيني السلاح.
    Geri vermezsen ben de seni yürüyüşe çıkarmam. Open Subtitles تَعطيني ذلك الظهرِ أَو لا آخذُك لمشي سرعتِكَ.
    Bana bir şans vermezsen neler olacağını nasıl bilebilirsin? Open Subtitles كيف ستعرفين أبدآ، إذا لم تُعطيني الفرصة؟
    Ama ihtiyacım olan bilgiyi vermezsen o adamlara tetiği çekmelerini emredeceğim. Open Subtitles ولكن هؤلاء الرجال سيطلقون عليهم النار ان لم تعطنى ما اريد
    Ablana böbreğini vermezsen ne olacağını biliyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تعلمين فعلاً ما الذي سيحدث إذا لم تعطي اُختك كليتك , أليس كذلك ؟
    Eğer karşılık vermezsen, senin zayıf olduğunu düşünürler. Open Subtitles ان لم تقومي بالرد عليهم، سوف يظنون انك ضعيفة.
    Ona 25000 $ vermezsen bizi öldüreceğini söyleyen... ..ve buralarda Carmine diye tanınan adamdan ne haber? Open Subtitles ماذا عن الشخص الذي اسمه كارمين لقد اتصل علي وقال أنه سيقتلنا إن لم تحضر له خمسا وعشرين ألف دولار
    Hodgins'e silah verip bana vermezsen olmaz. Open Subtitles لا يمكنك أن تعطي سلاحاً لهوديجنز و لا تعطيني أنا
    Pekâlâ, eğer gelmeme izin vermezsen, en azından biri seninle gelmeli. Open Subtitles حسنا إذا كنت لن آتي معك فعلى الأقل لا بد أن يذهب شخص ما معك
    pekala bana diş fırçası vermezsen... Fazla seçeneğim olmaz,olur mu ? Open Subtitles اذا لم تعطينى فرشه اسنان فليس لى خيار اخر
    İşbirliği yapmaya çalışıyoruz, ama bize yeteri kadar zaman vermezsen bir şey yapamayız. Open Subtitles إننا نحاول التعاون معك, لكن لا يمكننا عمل أي شئ إذا لم تعطنا الوقت الكافي للعمل
    Kontrol etmesi için bir neden vermezsen keyfimiz tıkırında demektir. Open Subtitles لو لم تعطه أي سبب . لكي يتفقد عنك ، إننا في أمان
    Pekâlâ, bak, bunu yapmak zorunda kalmak istemezdim ama eğer bana fazladan bilet vermezsen, sahnedeyken bazı sorunlara sebebiyet vereceğim. Open Subtitles حسناً، اسمعي، لم أشأ فعل هذا، ولكن إنْ لم تعطني تذاكر إضافية، سأسبّب بعض المشاكل على المسرح
    Evet ama bana bir şans vermezsen bunu nasıl kazanacağım? Lütfen, ben değiştim. Bütün günüm, insanlara bunu anlatmakla geçiyor. Open Subtitles كيف من المفترض ان اكسبها اذا لم تعطني فرصة لقد تغيرت
    vermezsen, muhbir olduğunu yayarım. Open Subtitles إن لم تعطيني إياها ,سأنشر الخبر بأنك واشٍ
    Bu on gün boyunca bana ilaç vermezsen, bunu sana kanıtlayabilirim. Open Subtitles ان لم تعطيني أدوية .لمدة 10 أيام سأثبت لك ذلك
    Bir gün sonra paramı son kuruşuna kadar vermezsen,.. Open Subtitles إذا بعد يومِ واحد، أنت لا تَعطيني كُلّ بنس، سَأُرسلُ شخص ما أسفل إلى مفصلِكَ
    Bana doğru dürüst cevap vermezsen daha fazla uğraşacaksın. Open Subtitles ليس بقدر ما سيكون لديّك إذا لم تُعطيني إجابة صريحة.
    Ve bana sonraki saatte işe yarar bir şey vermezsen, seni CTU'ya geri götürüp çatıya zincirlerim, ki lanet şey patladığında en ön sıradan seyredesin diye. Open Subtitles وان لم تعطنى شئ يفيدنا في هذه الساعة سراجع بك الى الوحدة واقيدك على السطح وستكون على الخط الامامى عند الانفجار
    Bu evliliği istiyormuş izlenimi vermezsen gene tepesi atıp bu işten vazgeçebilir. Open Subtitles إذا لم تعطي الإنطباع أنك تريد هذا الزواج فعلا فإنها ستجد ذريعة و ترفض المضي قدما في الموضوع
    Eğer dışarı vermezsen bu kızgınlık seni içten içe yiyip bitirecek. Open Subtitles لكن هذا الغضب سوف يؤلمكِ، لو لم تقومي بنسيانه.
    Sadece etine saplandı ama istediğimi bana vermezsen son göreceğin şey onun gözlerinin arasından giren kurşun olur. Open Subtitles وغد إنه مجرد جرح لكن إذا لم تحضر لي ما أحتاجه هذا آخر شيء تراه قبل جعل أولادك أيتام
    Bana aradığım şeyi vermezsen eminim Richard Woolsey verecektir. Open Subtitles إذا كنت لا تعطيني ما أريد أنا متأكد أن ريتشارد وولزى سيفعل
    Yardım etmeme izin vermezsen yardım edemem Seth. Open Subtitles سيث، وأنا لا يمكن أن تساعدك إذا كنت لن تدع لي.
    Bana bir şey vermezsen yardımcı olamam. Open Subtitles يمكننى أن أقدم لك مساعده كبيره ولكن عليك أن تعطينى أى معلومه
    Eğer bize derhal elle tutulur bir şey vermezsen, sana bir Amerika bileti alırız... Open Subtitles إن لم تعطنا معلومات سرية معلومات مهمة فسنوفر لك تذكرة إلى الولايات المتحدة ... ولكن كمجرم يتم تسليمه
    Ben telefonumu ona vermedim, sen de vermezsen minnettar olurum. Open Subtitles .. حسنا أنا لا أعطيه هاتفي لذا أقدر لو أنك لم تعطه هاتفك
    vermezsen, ben sana güzel ve parlak bir şey vereceğim, adına da 'balta' diyorlar! Open Subtitles وإن لم تفعل, فلدي شيء رقيقٌ ولامعٌ من أجلك، واسمه "فأس"!
    Eğer onlara emir vermezsen, zayıf düşüp ölürler. Open Subtitles إذاً لم تعطِهم أوامر فسيضمرون ويموتون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more