Siz kabileler arasında en zayıf olanısınız, eğer kızını bana vermezsen hepinizi yok ederim. | Open Subtitles | أنتم أضعف جماعة في هذه البرية إذا لم تعطني إبنتك فسأدمركم جميعا |
Adada başka biri var ve silahı bana vermezsen ikimiz de öldürecek. | Open Subtitles | هناك شخص ما في الجزيره وسيقتلوننا نحن الإثنين إذا لم تعطيني السلاح. |
Geri vermezsen ben de seni yürüyüşe çıkarmam. | Open Subtitles | تَعطيني ذلك الظهرِ أَو لا آخذُك لمشي سرعتِكَ. |
Bana bir şans vermezsen neler olacağını nasıl bilebilirsin? | Open Subtitles | كيف ستعرفين أبدآ، إذا لم تُعطيني الفرصة؟ |
Ama ihtiyacım olan bilgiyi vermezsen o adamlara tetiği çekmelerini emredeceğim. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الرجال سيطلقون عليهم النار ان لم تعطنى ما اريد |
Ablana böbreğini vermezsen ne olacağını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلمين فعلاً ما الذي سيحدث إذا لم تعطي اُختك كليتك , أليس كذلك ؟ |
Eğer karşılık vermezsen, senin zayıf olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | ان لم تقومي بالرد عليهم، سوف يظنون انك ضعيفة. |
Ona 25000 $ vermezsen bizi öldüreceğini söyleyen... ..ve buralarda Carmine diye tanınan adamdan ne haber? | Open Subtitles | ماذا عن الشخص الذي اسمه كارمين لقد اتصل علي وقال أنه سيقتلنا إن لم تحضر له خمسا وعشرين ألف دولار |
Hodgins'e silah verip bana vermezsen olmaz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعطي سلاحاً لهوديجنز و لا تعطيني أنا |
Pekâlâ, eğer gelmeme izin vermezsen, en azından biri seninle gelmeli. | Open Subtitles | حسنا إذا كنت لن آتي معك فعلى الأقل لا بد أن يذهب شخص ما معك |
pekala bana diş fırçası vermezsen... Fazla seçeneğim olmaz,olur mu ? | Open Subtitles | اذا لم تعطينى فرشه اسنان فليس لى خيار اخر |
İşbirliği yapmaya çalışıyoruz, ama bize yeteri kadar zaman vermezsen bir şey yapamayız. | Open Subtitles | إننا نحاول التعاون معك, لكن لا يمكننا عمل أي شئ إذا لم تعطنا الوقت الكافي للعمل |
Kontrol etmesi için bir neden vermezsen keyfimiz tıkırında demektir. | Open Subtitles | لو لم تعطه أي سبب . لكي يتفقد عنك ، إننا في أمان |
Pekâlâ, bak, bunu yapmak zorunda kalmak istemezdim ama eğer bana fazladan bilet vermezsen, sahnedeyken bazı sorunlara sebebiyet vereceğim. | Open Subtitles | حسناً، اسمعي، لم أشأ فعل هذا، ولكن إنْ لم تعطني تذاكر إضافية، سأسبّب بعض المشاكل على المسرح |
Evet ama bana bir şans vermezsen bunu nasıl kazanacağım? Lütfen, ben değiştim. Bütün günüm, insanlara bunu anlatmakla geçiyor. | Open Subtitles | كيف من المفترض ان اكسبها اذا لم تعطني فرصة لقد تغيرت |
vermezsen, muhbir olduğunu yayarım. | Open Subtitles | إن لم تعطيني إياها ,سأنشر الخبر بأنك واشٍ |
Bu on gün boyunca bana ilaç vermezsen, bunu sana kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | ان لم تعطيني أدوية .لمدة 10 أيام سأثبت لك ذلك |
Bir gün sonra paramı son kuruşuna kadar vermezsen,.. | Open Subtitles | إذا بعد يومِ واحد، أنت لا تَعطيني كُلّ بنس، سَأُرسلُ شخص ما أسفل إلى مفصلِكَ |
Bana doğru dürüst cevap vermezsen daha fazla uğraşacaksın. | Open Subtitles | ليس بقدر ما سيكون لديّك إذا لم تُعطيني إجابة صريحة. |
Ve bana sonraki saatte işe yarar bir şey vermezsen, seni CTU'ya geri götürüp çatıya zincirlerim, ki lanet şey patladığında en ön sıradan seyredesin diye. | Open Subtitles | وان لم تعطنى شئ يفيدنا في هذه الساعة سراجع بك الى الوحدة واقيدك على السطح وستكون على الخط الامامى عند الانفجار |
Bu evliliği istiyormuş izlenimi vermezsen gene tepesi atıp bu işten vazgeçebilir. | Open Subtitles | إذا لم تعطي الإنطباع أنك تريد هذا الزواج فعلا فإنها ستجد ذريعة و ترفض المضي قدما في الموضوع |
Eğer dışarı vermezsen bu kızgınlık seni içten içe yiyip bitirecek. | Open Subtitles | لكن هذا الغضب سوف يؤلمكِ، لو لم تقومي بنسيانه. |
Sadece etine saplandı ama istediğimi bana vermezsen son göreceğin şey onun gözlerinin arasından giren kurşun olur. | Open Subtitles | وغد إنه مجرد جرح لكن إذا لم تحضر لي ما أحتاجه هذا آخر شيء تراه قبل جعل أولادك أيتام |
Bana aradığım şeyi vermezsen eminim Richard Woolsey verecektir. | Open Subtitles | إذا كنت لا تعطيني ما أريد أنا متأكد أن ريتشارد وولزى سيفعل |
Yardım etmeme izin vermezsen yardım edemem Seth. | Open Subtitles | سيث، وأنا لا يمكن أن تساعدك إذا كنت لن تدع لي. |
Bana bir şey vermezsen yardımcı olamam. | Open Subtitles | يمكننى أن أقدم لك مساعده كبيره ولكن عليك أن تعطينى أى معلومه |
Eğer bize derhal elle tutulur bir şey vermezsen, sana bir Amerika bileti alırız... | Open Subtitles | إن لم تعطنا معلومات سرية معلومات مهمة فسنوفر لك تذكرة إلى الولايات المتحدة ... ولكن كمجرم يتم تسليمه |
Ben telefonumu ona vermedim, sen de vermezsen minnettar olurum. | Open Subtitles | .. حسنا أنا لا أعطيه هاتفي لذا أقدر لو أنك لم تعطه هاتفك |
vermezsen, ben sana güzel ve parlak bir şey vereceğim, adına da 'balta' diyorlar! | Open Subtitles | وإن لم تفعل, فلدي شيء رقيقٌ ولامعٌ من أجلك، واسمه "فأس"! |
Eğer onlara emir vermezsen, zayıf düşüp ölürler. | Open Subtitles | إذاً لم تعطِهم أوامر فسيضمرون ويموتون |