Keyifin önemli olduğu durum, eğer bağlılık ve anlama sahipseniz, o zaman keyif hepsinin üzerindeki krema ve vişne gibi. | TED | عندما لا يهم إلا السعادة, تكون لو كان لديك كلا من الإرتباط و المعنى, فالسعادة تكون كالزبد المخفوق مع الكرز. |
vişne mevsiminden sonra balık fiyatları hep düşerdi. | Open Subtitles | بعد موسم الكرز دائماً ما ينخفض سعر الاسماك |
vişne bombası Bazı geyiklerin eğlence anlayışı işte. | Open Subtitles | قنبلة الكرز الممجدة، احدى أفكار المهوسين للدعابة. |
Bunu yememem gerektiğini biliyorum ama bu vişne kompostosu yahu. | Open Subtitles | أعلم بأنه لايجب علي أكل هذا لاكن هذا كرز أسود |
Tartlarına vişne veya elma koysalar olmaz mı sanki? | Open Subtitles | هل سيقتلهم لو وضعوا مثلا كرز أو تفاح في فطائرهم ؟ |
Tamamdır beyler tuvaletteki vişne bombası patlayana kadar 20 saniyemiz var. | Open Subtitles | حسنًا يا رفاق لدينا 20 ثانية حتى تنفجر قنبلة الكرز في الحمّام |
Bir de büyük vişne suyu. Sen yerlerimizi tutarken ben tuvalete giderim. Sonra ben dururum ve sen gidersin. | Open Subtitles | وكوب كبير من مشروب الكرز المجمد ثم تحجز الاماكن حتى أذهب للحمام |
Kurabiyeden sosis, yumurta akı ve şekerden ekmek, ketçap görünümlü vişne sosu ve hardala benzeyen karamel sosu. | Open Subtitles | إنها مكونة من عجين البسكويت المقلي داخل كعك السكر وبياض البيض مضاف إليه صلصة الكرز وخردل الكراميل |
Zengin tatlı şarap, nane tadı da var, biraz vanilya, eser miktarda da vişne. | Open Subtitles | نبيذ مكتمل، قطع من النعناع قليلا من الفانيلا، ومن الكرز |
vişne ve fındığı aynı ezmenin içinde hiç yememiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن تناولتُ الكرز مهروسًا مع البندق. |
Dizlerimin üstüne çöküyorum ve kendimi senin merhametine bırakıyorum. Üzerinde vişne parçalı kremayla dolu bir lütfen. | Open Subtitles | وها أنا نازل على ركبتي وأرمي بنفسي إلى رحمتكٍ رجاءً يا أيتها الجميلة بالقشطة والتي من فوقها الكرز |
Sonra hamburger ve kızartma yedik ve .süper boy vişne kola aldık. | Open Subtitles | لمَ لا نحظى بمسبح؟ ثم تناولنا هامبرغر .. وبطاطا مقلية وكولا بطعم الكرز حجم كبير |
vişne suyuyla veya Monterey Jack peyniriyle karıştırmayacak mısın? | Open Subtitles | ألا تخلطه بعصير الكرز أو تقدمه مع الجبن ؟ |
Ben sadece viskiyle vişne suyu olur sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنه يوجد بها فقط الويسكي وعصير الكرز |
Seni dondurma ve vişne sularının diyarına geri götürmekle görevlendirildik. | Open Subtitles | وقد كلفنا بإعادتك إلى أرض رقائق الجليد وفوسفات الكرز |
Ve karttaki çöreğin üstünde bir vişne var. | Open Subtitles | وصورة الكعك الذي في البطاقة عليها كرز كعكي ليس عليه كرز |
Peki bunlar, gerçek çikolatalı vişne mi? | Open Subtitles | إذاً، هل هذا فعلاً كرز مغطى بالشوكولا؟ |
vişne turtası o kadar güzel ki parmaklarını yalarsın. | Open Subtitles | يقدمون فطيرة كرز هناك ستقتلك |
O halde vişne suyu alayım. | Open Subtitles | إذا سأطلب عصير كرز |
Bir bira ve bir Seven and Seven... içinde sekiz tane vişne olsun. | Open Subtitles | كأس بيرة واحد "و كأس "سيفن آند سيفن مع ثمانية كرزات مطبوخة |
- Sıcak çikolata sosu, krem şanti dondurma ve üzerinde de vişne olan yiyeceklerle dolu bir Pazar nasıl geçer? | Open Subtitles | أتعلمين عندما يكون لديك يوم أحد كمثال مليء بالحلوى و الكريمة و المثلجات و كرزة من الاعلى |
Eminim vişne kokteyli kullanmıştır. | Open Subtitles | لقد إستخدم قنبلة كريز لعينة |
Ve krema, vişne ve... | Open Subtitles | ...و وقشطة الكريمة ...وكرز |
- Çikolata veya vişne ister misiniz? | Open Subtitles | -شوكلاته ام فراوله ؟ -فراوله |