| İşlemediğiniz bir cinayeti itiraf ederek Vicdanınızı rahatlatmanıza izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لك بتهدئة ضميرك بالإعتراف بإرتكاب جريمة لم ترتكبها |
| Vicdanınızı temizleyip temizlememek size kalmış. | Open Subtitles | سواء اردت اراحة ضميرك او لا فالأمر عائد لك |
| Kutsal Kitap'ı okumaya izniniz olsa da, bunun bir müsaade ile mümkün olduğunu ve sadece Vicdanınızı bilinçlendirmek için yapıldığını anlamalısınız. | Open Subtitles | ورغم السماح لكم بقراءة الكتاب المقدس يجب ان تفهمون انه بموجب الترخيص و فقط لإبلاغ ضميرك |
| Siz kendi Vicdanınızı dinleyeceksiniz ben de kendiminkini. | Open Subtitles | أعتقد أنه يتوجب عليك متابعة ضميرك و أنا متابع ضميري أيضا |
| Bakın, belli ki bir şeyler Vicdanınızı rahatsız ediyor. | Open Subtitles | اسمع، من الواضح أن ضميرك حي، صحيح؟ |
| Benim cinayetim sizin Vicdanınızı sızlatacak. | Open Subtitles | ستقبع جريمتي في ضميرك |
| "Vicdanınızı içinize gömüyorsunuz..." | Open Subtitles | لهذا ضميرك ، تعرف يُصبح داخلك |
| Vicdanınızı dinleyin. | Open Subtitles | استمعى الى ضميرك |
| Onlar Vicdanınızı da izlerler. | Open Subtitles | ويُبقي عينهُ على ضميرك |
| Dottie Underwood'u Vicdanınızı rahatlamak için kurtardınız ve bunun bedelini eşim Ana ödedi! | Open Subtitles | قمتى بأنقاذ (دوتي أندروود) لأرضاء ضميرك وزوجتي، دفعت الثمن |