"vicky'" - Translation from Turkish to Arabic

    • لفيكي
        
    • فيكي
        
    Film çok güzeldi ve Ben, Vicky'ye iyi arkadaşlık etmişti. Open Subtitles الفيلم كان ناجحاً و بين كان رفيقاً جيداً بالنسبة لفيكي
    Yine de bu yola çıktıktan bir sene sonra Vicky'ye bir özür mektubu yazdım. TED لكن على أي حال، بدأت رحلتي بعد سنة. وكتبت لفيكي اعتذاراً.
    Vicky ve Doug için hayat, tahmin edildiği gibi sürdü ta ki bir öğleden sonra beklenmedik bir şey gerçekleşene kadar. Open Subtitles الحياة استمرت كما هو متوقع بالنسبة لفيكي و دوغ إلى أن حدثت في ظهيرة أحد الأيام لحظة غير متوقعة
    Amca, Vicky'in yüzü, Seema'nın dostu olan oğlana çok benziyor. Open Subtitles وجه فيكي يشبه وجه ذلك الفتى الذى كان صديق سيما
    Vicky ve Cristina sergiden çıkıp akşam yemeğine gitmeye karar verdiler. Open Subtitles فيكي و كريستينا غادرتا المعرض الفني و قررتا أن تذهبا للعشاء
    Bu arada, bir gün, tezinde önemli bir yer tutan Gaudi'nin yaptığı Park Guell'i incelemeye giden Vicky birisiyle karşılaştı. Open Subtitles في الوقت الحالي في أحد الأيام و خلال ذهابها لتدرس تصميمات غاودي و المهم في أطروحتها فيكي حظيت بفرصة لقاء
    (İç çeker) Ancak hemen fark ettim ki sadece Vicky'ye ne olduğunu anlamaya çalışmıyordum. TED (تنهد) ولكن ما أدركته بسرعة كان أنني لم أحاول اكتشاف ماذا حدث لفيكي فقط.
    Vicky'nin arkadaşıyım. Open Subtitles كنت صديقا لفيكي.
    FriendAgenda Vicky'nin arkadaşı değil. Open Subtitles موقع الصداقة .ليس بصديق لفيكي
    10 yaşındayken sınıfımda Vicky adında bir kız vardı. TED عندما كنت بعمر 10 سنوات كانت هناك البنت في صفي في المدرسة اسمها فيكي.
    Vicky tuvaletten çıktığında da hemen yanına üşüşüp hangi şampuanı kullandığını soruyorum. TED وعندما تخرج فيكي من الحمام أنقض عليها و أسألها ما هو الشامبو الذي تستخدمه.
    Sosyal medyadan arkadaşlarıma ulaştım, Vicky'yi bulmak için yapabileceğim her şeyi yaptım. TED بدأت التواصل مع أصدقائي وثم وسائل التواصل الاجتماعي وفعلت كل ما بوسعي في محاولة لإيجاد فيكي.
    Benim zengin bir çocuk olup yoksul bir çocukla uğraşıp durmam veya Vicky'nin eşcinsel olması bir tesadüf değildi. TED أعني، إنه لم يكن حادثاً أنني كنت طفلة غنية وأنا أضايق طفلة فقيرة أو اتضح أن فيكي ستصبح شاذة أخيراً.
    Aslına bakarsanız, Vicky dediğim kişi kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı. TED الحقيقة هي: أصبح واضحاً أن الشخص التي أسميها فيكي قد بذلت جهوداً كبيراً لإخفاء هويتها.
    Ama durun -- Vicky, sanırım orada sağında bir oda var. TED انتظر، هناك غرفة هناك على يمينك، على ما أعتقد، فيكي.
    Her ikisi, Vicky Malhotra ve Madan Chopra, sırayla yer değişerek devam ediyorlar. Open Subtitles كلا من فيكي مالهوترا ومادن شوبرا يأخذون المقدمة بالتناوب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more