"victor'ın" - Translation from Turkish to Arabic

• فيكتور

Yarın Victor'ın arkasından iş çevireceğiz ve senin yardımına ihtiyacımız var.
سَوف نخدع فيكتور غدا و نحتاج مساعدتك لفعل ذلك ماذا ؟

Benimle geliyorsun. Umarım Victor'ın sendeki hayatı emişini izleyecek kadar yaşarım.
أنت تأمل أن أعيش طويلاً لأرى فيكتور وهو يسلبك حياتك

Dünyaya döndük. Karantina altındayız. Victor'ın tıbbi tesisinde.
عدنا إلى الأرض حجر صحي في منشأة فيكتور الطبية

Bakın Bayan Pearson, Victor'ın adının hemen yanını imzalarsanız, bu talihsiz olay karşılıklı olarak çözüme kavuşmuş olacak.
و الآن يا آنسة بيرسون لو قمتى بالإمضاء هنا بجانب اسم السيد فيكتور سيتم تسوية هذه الحادثة المؤسفة

Lütfen efendim, size yalvarıyorum. Bu, Victor'ın son arzusuydu.
أرجوك يا سيدى إنى أترجاك لقد كان هذا طلب فيكتور الأخير

Ve anlatacağım hikayenin, Victor'ın cesediyle başlaması gerekiyor.
أي قصة سأقدمها لهم لابد أن تبدأ بجثة فيكتور.

Anlatacağım hikaye ne olursa olsun, Victor'ın cesediyle başlamalı.
أي قصه أخبرهم بها لا بد أن تبدأ بجثة فيكتور الميته

Bu benim. Bu da en iyi dostum Victor'ın anısına.
هذه لي ، والسوداء لذكرى صاحبي المفضل فيكتور.

Victor'ın onun hakkında düşündüklerimi bilip bilmediği umrumda değil.
لا يهمنّي , لو أن فيكتور عَلم ما أظنّه بخصوصه

Victor'ın sana gösterdiği anında bu alanın, istilayı durduracak anahtar olduğundan bahsettiğimi söylemiştin.
قلت في الذاكرة أن فيكتور أظهر لك، كنت أتحدث عن كيف يمكن أن يكون هذا الفضاء مفتاح وقف الغزو.

Victor'ın bana gösterdiği anının güvenilir olmadığını ima ediyorsun.
أنت تعني ذلك وأظهرت فيكتور الذاكرة لي ليست موثوقة.

Sadece Victor'ın ricamı duymasını umabilirim.
أنا فقط آمل أن فيكتور سيستمع الى عذري

Burası madenin sonu, Victor'ın öldüğü yer.
هذه نهايةُ المنجمِ، حيث كان فيكتور.

Victor'ın 60. yaş günüydü ve ona unutamayacağı bir şey yapmak istemiştim.
كان بعيد ميلاد (فيكتور) الـ60، و وددتُ أنّ أفعل شيئاً لن ينساه.

Ekibim hastaneleri kontrol ediyor ve Victor'ın kredi kartlarını inceliyor.
فريقي يتحقق من المستشفيات، و يحققون عن بطاقة (فيكتور) الإئتمانية

Victor'ın Sparky dışında bir arkadaşı var mı bilemiyorum, canım.
لا أعتقد بأن (فيكتور) لديه أصدقاء يا عزيزي، عدا (سباركي).

Sol böbrekte ezik ve sıyrıklar aynen Victor'ın söylediği gibi.
كدمات وتمزقات على الكلية اليسرى، تماماً مثلما قال "فيكتور".

Hepinizin bildiği gibi Marcy Victor'ın nişanlısı Antonio Castro'nun ölümünü araştırıyoruz.
كما قيل لكم، نحن نُحقق بوفاة (أنطونيو كاسترو)، خطيب (مارسي فيكتور).

Victor'ın bir işten çıkarma bildirimi vermesi gerektiğinde kötü haberleri Booker veriyor.
عندما (فيكتور) يحتاج التخلص من واحد، فأن (بوكر) يرسل له الأخبار السيئة.

Victor'ın ilaçlarını almamız gerek. Başka bir şey için vaktimiz yok.
علينا جلب الأدوية التي يحتاجها (فيكتور)، ولا نملك وقتًا لشيء آخر.