Bu mesafeyi almak, Vietnam'da bir hafta sürerdi. | Open Subtitles | لكي تصل إلى هذا الحد في فيتنام يتطلب هذا أسبوعاً |
Vietnam'da bir pilotmuş, uçağıyla uçarken, | Open Subtitles | لقد كان طيارا في فيتنام و كان يقود طائرته |
Vietnam'da bir barda gözlerinin önünde beliren afeti görene kadar yaşamamışsındır. | Open Subtitles | الله، وكنت قد لا يعيش حتى كنت قد رأيت القات يأتي الحق أمامك في حانة في فيتنام. |
El bombasını attıklarında Vietnam'da bir telefon kulübesindeydi. | Open Subtitles | كَانَ بيتكلم في التليفون في فيتنام عندما إنفجرتْ القنبلة . |
Vietnam'da bir şarapnel girmişti. Yan tarafımda. | Open Subtitles | لقد أُصبت ببعض الشظايا في فيتنام انها في جنبي ايضاً . |
Vietnam'da bir adam benim için bombanın üzerine atlamıştı. | Open Subtitles | لدي شخص قفز على قنبلة يدوية لحمايتي في "فيتنام"َ |
Vietnam'da bir kız arkadaşın var mı? | Open Subtitles | ألديك عشيقة في فيتنام ؟ |
Vietnam'da bir ofis açıyorlar. | Open Subtitles | حقًا ؟ "سيفتحون مكتبًا في "فيتنام |
Vietnam'da bir boklar yedikten sonra. | Open Subtitles | ! وقد فعل شيئاً مريباً في فيتنام |
Albayım, Vietnam'da bir saldırı olmuş. - Gemiye mi? | Open Subtitles | نقيب كان هناك هجوم في فيتنام |