Vietnamlı olsaydınız tekrar eğitim kamplarında turp topluyor olurdunuz. | Open Subtitles | لو كنت فيتنامي, ستكون في مخيم اعادة التأهيل لتقشير اللفت |
Ve ben ayrıca bir çok Vietnamlı mülteci olduğunu öğrendim. Izdırap içinde Katolik kilisesinde toplanıyorlardı. Tüm bina tamamen tahrip olmuştu. | TED | وأيضا كان هناك العديد من اللاجئين الفيتناميين يعانون و متجمعون في كنيسة كاثوليكية لقد دمرت الكنيسة بالكامر |
Hayır, Vietnamlı adam onun hikâyesinin katliam ve korku ile biteceğinden eminim... | Open Subtitles | لا ، الفيتنامي أعرف أن قصته لن ،تنتهي لشئ سوى القتل الدموي و الرعب |
Şey, bu bana bir daha o Vietnamlı manikürcüye gitmemem gerektiğini gösterdi. | Open Subtitles | حسناً, هذا سيعلِّمني الذهاب إلى مقلِّمة الأظافر الفيتنامية |
2015'te Lan Diep, Vietnamlı bir politik sığınmacının en büyük oğlu, San Jose şehir meclisi seçimlerinde yarıştı. | TED | في 2015 لان ديب الابن الأكبر لمهاجر سياسي من فيتنام ترشح لمقعد في مجلس مدينة سان خوسيه. |
Savaş sonunda 58.000 Amerikalı ve 3 milyon Vietnamlı öldü. | Open Subtitles | ,حربِ الأرباحِ هذه أدت إلى موتِ 58000 أمريكيِ و3 مليون قتيل فيتنامي |
Ama elinde 44 kalibrelik snob-nose ile keşiş görünümlü Vietnamlı adam tiplemesini seviyorum. | Open Subtitles | فقط أعجبتني صورة فيتنامي بمسوح قس ممسكاً بسلاح |
Benim ve çizimlerimim fotoğraflarını çekiyordu ve ben de "Harika, Vietnamlı bir hayranım var." | TED | و أخذ يلتقط الصور لي و لرسوماتي، و فكرت،"هذا رائع، معجب فيتنامي!" |
O da bazı Vietnamlılar ile konuştu, Vietnamlı arkadaşları ile büyümüş bir çocuk olarak. | TED | وقد تحدثت بعض الفيتنامية، كطفلة نشأت مع بعض الأصدقاء الفيتناميين. |
Birkaç Vietnamlı, bir çocuğu sığınaktan dışarı taşıyordu. | Open Subtitles | بعض الفيتناميين الذين كانوا يحملون اولادهم خارج الملاجئ التى تحت الارض |
Neden fırının altındaki Vietnamlı mültecileri düşünmüyor sun? | Open Subtitles | لما لا تشاهد اللاجئين الفيتناميين الذين يعملوا في المخبز ؟ |
Senaryoyu kafamda tasarladığım kadarıyla özellikle beni büyüleyen Vietnamlı adam... | Open Subtitles | إنني أتخيل السيناريو خاصة عن الفيتنامي -الذي أنا مفتون به |
Şu Vietnamlı çocuk, onu ben öldürmedim. | Open Subtitles | لم أقتل ذلك الرجل الفيتنامي الذي كان في المستنقعات |
O Vietnamlı-İsa, burası Vietnamlı bir kilise. | Open Subtitles | هذا مسيح الفيتنامي. كما ترون هذه كنيسة فيتنامية. |
Hayır. O burada, sizi arıyor. Vietnamlı kadın, göstereyim. | Open Subtitles | إنها هنا تبحث عنك, الحلوة الفيتنامية, سأريك |
Vietnamlı ailemi bulamamak hayatımın en büyük pişmalığıydı. | Open Subtitles | عدم إيجاد عائلتي الفيتنامية كان أكبر ندم في حياتي. |
Kardeşimle arkadaş olman sorun değil. Ama Vietnamlı bir kadınla arkadaş olamazsın. | Open Subtitles | اخى , حسنا يصلح ان يكون صديق ولكن سيدات فيتنام , لا يصلحن ان يكن صديقات |
Yalnız adı Charlie olan Vietnamlı bulmak çok zor oluyor. | Open Subtitles | انه شئ صعب جدا ان تجد شخص فيتنامى اسمه شارلى |
Ülkemizi yönetmek için bağımsız bir Vietnamlı lidere ihtiyaç var. | Open Subtitles | ...يتطلب الأمر قائداً فييتنامياً مستقلاً لكي يحكم بلدنا... |
Tam bu koridor, Vietnamlı birileri tarafından tasarlandı. | Open Subtitles | هذا الرواق هنا تم تصميمة بواسطة فيتناميان |
Tavadandır. Kız Vietnamlı. | Open Subtitles | انها المقلاة انهم فيتناميون |
Hayır! O bendim. J.J., Çin Sahili'ndeki Vietnamlı generale poposunu göstermişti. | Open Subtitles | لا , هذا كان انا , جنرال الجيش الفيتنامى على الساحل الصينى |
İspanyolca konuşan Vietnamlı bir sekizli daha yakalayamazsa, ...Chico Banh'a "hasta la vista." | Open Subtitles | مالم الفيتناميون الناطقون بالإسبانية يَمْسكُ ثمانية آخرُ... ... إستعجالهمشهدلتشيكوبان. |
On tane Vietnamlı kadın gelecek yılın "Prada" ürünlerini yapıyor. | Open Subtitles | غرفة بها 10 فتيات فيتناميّة يصنعون منتجات (بردا) للسنة القادمة. |
Geçen yaz Vietnamlı bir çete yakaladık deniz yoluyla eroin getiriyorlardı. | Open Subtitles | الصيف الماضي قضينا على عصابة فيتنامية تجلب الكوكايين بواسطة قارب شراعي |
Bir Güney Vietnamlı çocuğun Vietkong bölgesine... nasıl girip çıktığını hiç düşündün mü? | Open Subtitles | ألم تتعجب ابدا كيف لولد فيتنامى جنوبى صغير ان يدخل ويخرج فى منطقة تحت يد الفيت كونج؟ |