İlk önce domuz hücrelerini virüslerden temizledik ve bağışıklık sistemimize uyumlu yaptık. | TED | بدأنا بإجراء تغييرات على خلية خنزير لجعلها خالية من الفيروسات ومتوافقة مع الجهاز المناعي في الإنسان. |
İşin aslı, grip veya kızamık gibi virüslerden daha az bulaşıcı. | TED | وفي الحقيقة إن فيروس الإيبولا أقل عدوىً من نظرائه من الفيروسات كالرشح أو الحصبة. |
Afrika'nın bu virüslerden etkilendiğini biliyorsunuz. | TED | كما تعلمون أن أفريقيا متأثرة بهذه الفيروسات. |
Heyecana kapılıyor, bağıra çağıra virüslerden bahsetmeye başlıyor. | Open Subtitles | ويبدأ في الهياج ويصرخ في وجههنا بسبب خوفه من الفيروسات |
Kanser hücrelerine gitme eğilimi olan virüslerden biride herpestir. | Open Subtitles | أحد الفيروسات الميالة لمهاجمة خلايا السرطان هو القوباء |
Dünyadaki en tehlikeli virüslerden birine karşı insan üzerinde deney yapabileceğim tek şansım bu muhtemelen. | Open Subtitles | هذه ربما فرصتي الوحيدة في الحصول على تجربة بشرية ضد واحدة من أعنف الفيروسات على هذا الكوكب |
Ve yapabileceklerinize yalnızca bir misal olarak, karmaşık bir ağ alabilirsiniz, bu virüslerden birini kullanarak, onu bu yoğun ağdaki yalnızca bir hücre tipine iletebilirsiniz. | TED | واحد الاشياء التي يمكننا القيام بها عن طريق تلك التقنية هو اننا ندخل الى شبكة عصبية معقدة ونستخدم هذه الفيروسات من اجل الوصول الى جينات معينة محددة ضمن شبكة عصبية متشابكة ومعقدة وكثيفة |
Ve en önemlisi bu DNA parçaları nesiller arası da aktarılıyor yani hücreler virüslerden sadece bir kuşakta değil tüm kuşaklarda korunuyor. | TED | والأهم هو أنه يتم نقل هذه الأجزاء الصغيرة من الحمض النووي إلى سلالة الخلية. إذاً، فالخلايا تكون محمية من الفيروسات ليس في جيل واحد منها وإنما في أجيال عديدة من الخلايا. |
Bakterileri enfeksiyon kaynağı olarak düşünüyoruz ama bakterilerin kendisi de enfeksiyona yatkın, özellikle de virüslerden kaynaklananlara. | TED | نفكرُ في الجراثيم أو ما نسميها البكتيريا كمصدر للعدوى، لكن البكتيريا في حد ذاتها معرّضة للإصابة بالعدوى، ولا سيما من قبل الفيروسات. |
Bilgisayarları virüslerden koruyan programlar yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع برامج تقي الحواسب من الفيروسات |
Onun yerine insan oğlunun yaptığı en ölümcül virüslerden birini üretmiş oldular. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}بدلًا عن ذلك، خلقوا أحد أعضل الفيروسات .التي رآها الجّنس البشريّ وأكثرها فتكًا |
Annem, kuş gribinin dünyadaki en ölümcül virüslerden biri olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | "قالت أمي أن أنفلونزا الطيور كانت بالفعل أحدى تلك الفيروسات الهالكة في العالم". |
Annem, kuş gribinin dünyadaki en ölümcül virüslerden biri olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | "قالت أمي أن أنفلونزا الطيور كانت بالفعل أحدى تلك الفيروسات الهالكة في العالم". |
Bakteriler bulundukları ortamlardaki virüsler ile başa çıkmalıdır. virüslerden kaynaklanan enfeksiyonların patlamaya hazır birer bomba olduğunu bakterilerin de bu bombayı sadece birkaç dakika içinde etkisiz hale getirmek zorunda olduklarını düşünebiliriz. | TED | يتوجب على البكتيريا التعامل مع الفيروسات في بيئتها ويمكن النظر للالتهاب الفيروسي وكأنه قنبلة موقوتة-- فلدى البكتيريا دقائق قليلة لإبطال القنبلة قبل أن تنفجر وتدمرها. |