| O halde vizenin içine dahil edin, biz de mahkeme için hazır olalım. | Open Subtitles | ضع ذلك في التأشيرة وسنكون على استعداد للمحكمة. |
| Anlaşmamızın her kısmına saygı gösterdik, vizenin kabulünün dışında. | Open Subtitles | نحن نحترم كل جزء من اتفاقنا باستثناء منح التأشيرة. |
| Hayır, bunun sözü verilmiş ama vizenin içinde yer almıyor. | Open Subtitles | لا، وعد بذلك ولكنها ليست في التأشيرة. |
| Yani, vizenin süresi geçmiş ve evi yakıp kül etmişsin. | Open Subtitles | أعني، تأشيرتك مُنتهية و أحرقتي شقة. |
| Nathasha, Bergmana vizenin iptal olduğunu söyledim. | Open Subtitles | تم إلغاء تأشيرتك |
| Biliyorum ama babanın süresi dolan vizenin yarattığı sıkıntılar hakkında dediklerini unutma. - Bu çok önemli, biliyorsun! | Open Subtitles | لقد أخبرتك عن أمر التأشيرة |
| Bu vizenin içinde var zaten. | Open Subtitles | وهذا بالفعل في التأشيرة. |