Birilerinin, belki Hadrian'ın, dahice bir yaratıcı vizyona ihtiyacı vardı. | TED | أشخاص أنفسهم، ربما هادريان، في حاجة إلى الرؤية الإبداعية الرائعة. |
Bu vizyona sahip çıkan bazı geniş şirketler var, büyük ölçüde dijitalleştirme yapıyorlar, fakat onlar halkın taleplerini bloke ediyorlar. | TED | هناك بعض الشركات الضخمة التي رأت هذه الرؤية انهم يذهبون باتجاه الرقمنة على نطاق واسع و لكن يقفلون النطاق العام |
Bu vizyona uyarak yaşamak esnek olmamızı gerektirecek. Ve de yaratıcı olmamızı. | TED | إن استيفاء هذه الرؤية يتطلب ذلك أن نكون مرنين، وسيتطلب ذلك أننا مبدعون. |
O seyirci kalabalığına sahip ama ben vizyona sahibim. | Open Subtitles | وهي حصلت على الجمهور، وأنا حصلت على الرؤية. |
İkimiz de muhafazakar görüşün bu vizyona ulaşmaktaki en iyi yol olduğuna inanıyoruz, | Open Subtitles | كلانا يؤمن أن فلسفة المحافظة , هي أفضل طريقة لتحقيق هذه الرؤية |
Aslına bakarsan buraya sana, kör bir adamın ne kadar çok vizyona sahip olabileceğini göstermeye geldim. | Open Subtitles | فى الحقيقة أنا هناك لأريك مقدار الرؤية التى يتمتع بها رجل أعمى |
Westgroup adına bu vizyona o kadar çok güveniyorsan gidip fikirlerini kayınpederinle paylaşsana. | Open Subtitles | اذا كنت تؤمن كثيرا بهذه الرؤية "لل "المجموعة الغربية لماذا لا تشاركها مع أب زوجتك المستقبلي؟ |
Bugsy Siegel, müthiş bir vizyona sahipti. | Open Subtitles | بوكسي سيجل لديه هذه الرؤية العظيمة |
CA: Hepsini birden düşününce Yuval, eşsiz bir vizyona sahipsin. | TED | (كريس أندرسون): لذا، بجمع هذه التصورات، حصلت على هذه الرؤية الفريدة. |
Bu vizyona göre, virüsler ve yaşayan hücreler dahil tüm biyolojik varlıkların işlev ve özellikleri DNA koduna yazılıyor, o hâlde biri bu DNA kodunu okuyup yazabilirse bu kodlar uzak bir konumda yeniden yapılandırılabilir. | TED | تلك الرؤية كانت لأن الوظائف والخواص لكل الكائنات البيولوجية والتي تتضمن الفيروسات والخلايا الحية، مكتوبةٌ في شيفرة الحمض النووي، إن إستطاع أحدهم أن يقرأ ويكتب شيفرة الحمض النووي تلك، فبإمكانه أن يعيد إنشائه في مكان آخر. |