Washington'daki en büyük firmalardan birindeki işimi bıraktım, Covington and Burling'ten ayrılıp altı haneli yıllık geliri terk ettim, | TED | لقد تركت وظيفة في أكبر مكاتب المحاماة في العاصمة الأمريكية ، كوفينجتون و بيرلنج ، مكتب رأسماله يتكون من ستة أرقام. |
Washington'daki terminallere ufak bir ayar çekerek olaylarin akisini degistirebilecegimize inaniyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه مع القليل من التغيير والتبديل على المحطات في العاصمة يمكننا عكس السيناريو |
Muhtemelen Washington'daki bir memur bunun gizli bilgi olarak kalması gerektiğine karar vermiştir. | Open Subtitles | بعض انتهازي قلم رصاص في واشنطن قرر ربما ينبغي أن يكون المعلومات المبوبة. |
Washington'daki olayı hatırlamadığını söylüyorsun. | Open Subtitles | لكنك دائما تقولى انكى لا تتذكرى ذلك الوقت فى واشنطن |
Ayrıca Travis'e çoktan Washington'daki en iyi savunma avukatını ayarladım. | Open Subtitles | ولقد وجدتُ لترافيس واحد من أفضل محامي الدفاع في واشنطون |
- Washington'daki yüksek kaliteli limuzin şirketlerini hackledim. Köşke giden 5 limuzin buldum. | Open Subtitles | تسللتُ إلى كل شركات الليموزين الراقية في منطقة العاصمة و وجدت 5 متجهة إلى القصر |
Oh, evet. Washington'daki çocuklar, oldukça yetenekliler. | Open Subtitles | اوه , نعم , هم فى واشنطون يافتى انهم بارعون جدا |
Washington'daki bir hastaneye ambülansla taşındınız... | Open Subtitles | لقد نقلت في عربة إسعاف إلى المستشفى في العاصمة |
Bir şey buldum: gitar Washington'daki satıcıda kaşında piercing olan bir kadının getirdiğini söyledi. | Open Subtitles | وجدنا نتيجة، تاجر في العاصمة حصل على الغيتار، قال إنّ من جلبه امرأة بحاجب مثقوب |
Washington'daki bazı arkadaşlarım, telefon ettiğini söyledi. Düşmanların varmış. | Open Subtitles | بعض الاصدقاء في العاصمة قالوا أنكى إتصلتى |
Sanırım Washington'daki bütün pizzacıları kontrol ettim. | Open Subtitles | لذا بحثتُ بكل مطاعم البيتزا الفاخرة في العاصمة |
Washington'daki o barın dışında bana doğru gelişini düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر في الطريقة التي عاملتني بها، خارج تلك الحانة، في العاصمة |
Ajanlarım, Washington'daki bir Birleşik Devletler Denizci'sinin öldürülmesiyle ilgili endişeleniyor. | Open Subtitles | إهتمام وكالتي بجريمة قتل جندي بحرية أمريكي في واشنطن العاصمة |
Hâlâ siz ve ben, Washington'daki meslektaşlarım, durmadan kalkınma yardımı hakkında tartışıp görüşüyoruz. Fakat işçi dövizlerini bozukluklar diye görmezden geliyoruz. | TED | ومع ذلك، أنا وأنتم والزملاء في واشنطن ندخل في جدل طويل ونتناقش حول مساعدات التنمية بينما نتجاهل أهمية الحوالات النقدية لصغرها |
Washington'daki ulusal yürüyüşü yönettiğinde 1963 yılında en geniş organizasyon projesini gerçekleştirdi. | TED | مشروعه المنظم الأكبر جاء في عام 1963، عندما قاد التخطيط لمسيرة وطنية في واشنطن. |
Jack. Joyce ve Berg'le bağlantıya geçin. Washington'daki adamlarım onlar. | Open Subtitles | جاك أريدك الاتصال بالسيد جويس وبيرج فى واشنطن |
Wall Street'teki ve Washington'daki açgözlülük ve sorumsuzluk dönemi... 29 Eylül 2008 ...büyük Buhran'dan bu yana gördüğümüz en ciddi finansal krize yol açtı. | Open Subtitles | عصر الجشع و عدم المسئولية فى وول ستريت سبتمبر، 29 2008 و فى واشنطن |
Washington'daki CIA bürosunu. | Open Subtitles | وكالة الإستخبارات المركزية في واشنطون دي سي |
Washington'daki Amerikan Üniversiteleri Mezun Derneğinin başkanıymış. Bildiğin melek. | Open Subtitles | رئيسة نادي خريجي الجامعة الأمريكية في واشنطون. |
Washington'daki tüm hastaneleri aramalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نتصل بكل مستشفى في منطقة العاصمة |
- Orada kalıyorum. Washington'daki en sevdiğim oteldir. | Open Subtitles | انة المفضل بالنسبة لى فى واشنطون |
Washington'daki dairemin kontratı bitti, ve jinekoloğum mukus tıkacımın sağlam olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وأو بي ي قلتن ذلك سدادة مخاطي يصمد و هذا كل ما لدي |
Washington'daki o otoparkta bize saldıranlar kimlerdi.? | Open Subtitles | من الذي هاجمنا في موقف السيارات في العاصمه ؟ |
25 yaşındayken, Dünya Günü için Washington'daki devasa bir etkinliğe katılmam istenmişti. | Open Subtitles | عندما كنت بسن الـ25 أتذكر أنه تم طلبي لحضور حدث كبير بواشنطن بيوم الأرض العالمي |