Bay Sackett, Woodhull için bir takma isim istediğinizi söylüyor. | Open Subtitles | سيد (ساكيت) أخبرني أنك تفضل (تُفضل إسماً مستعاراً لـ (وودهول |
Bu maskaralık yüzünden yedi lanet olası gün kaybettik Bay Woodhull. | Open Subtitles | لقد أضعنا بالفعل سبعة أيام لعينة (في هذه المهزلة سيد (وودهول |
Ona dedim ki "Woodhull bundan kurtuldu" "Woodhull'ün babası onu serbest bıraktı. | Open Subtitles | لقد أخبرته أن "وودهول) فرّ بفعلته) وأن "والِد (وودهول) حرره |
Şimdi... kaçmaya çalışırsan Bay Woodhull bana bildirecek ve ben de seni bulacağım. | Open Subtitles | والآن، إذا حاولت الفرار السيد (وودهول) سوف يُخبرني بذلِك وأنا سأجدك - لا أيّها الرّائد - |
Sormak istediğim, Abraham Woodhull'ın ismini nereden öğrendiğiniz? | Open Subtitles | أعني بسؤالي ، كيف لك أن علمتَ بإسم إبراهام وودهول) ؟ |
Bay Woodhull'ın görkemi hayatının efsane olmasıdır. | Open Subtitles | (أما العبقرية حيال السيد (وودهول هي أن حياته هي أسطوريته |
Bay Woodhull'a takma ad vermek lazım. | Open Subtitles | هذا هو الوقت المناسب لإعطاء السيد (وودهول) إسماً مستعار |
Ve siz bayım Abraham Woodhull adını biliyorsunuz ve bana bilgi kaynağınızı söylemeyeceksiniz. | Open Subtitles | وأنت، سيدي (تعلم إسم (إبراهام وودهول ...و إلى الآن لن تفصح لي عن |
Bayan Woodhull'a ne dediniz de bu kadar üzüldü? | Open Subtitles | ماذا قلت للسيدة (وودهول) تسببتَ في حزنها ؟ |
Bay Woodhull'ı derhal hakime götürmeliyim. | Open Subtitles | (يجب أن أحضر سيد (وودهول للصلح على الفور |
Sonra Teğmen Baker'dan Bay Woodhull'ın Bayan Anna Strong adlı kadının namusuna göz diktiğini öğrendim. | Open Subtitles | (ومن ثم علمت من الملازم (باكر بأن السيد (وودهول) إعتدى علي (السيدة (آنا سترونج |
Bay Woodhull ve Bayan Strong arasında gördüklerim tamamen uygunsuzdu ve o sırada kendisine de dile getirdim. | Open Subtitles | (ما رأيته بين السيد (وودهول (والسيدة (سترونج غير مناسب تمامًا وقلت له ذلك |
Mesele buysa Bay Woodhull'dan içtenlikle özür dilerim. | Open Subtitles | وإذا كانت هذه هي الحالة (إنني أعتذر بصدق للسيد (وودهول |
Yargıç Woodhull, bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama acil yardımınız lazım. | Open Subtitles | (أيها القاضي (وودهول آسفة لمداخلتي هذه الساعة ولكني في حاجة ماسة إليك |
Tura Bay Woodhull'ı yazı meydan okuyucusu Yüzbaşı Simcoe'yu temsil ediyor. | Open Subtitles | (الوجه يمثل سيد (وودهول (الوجه الآخر يمثّل القائد (سيمكو |
Bay Woodhull, ilk kanı akıtma fırsatı sizde. | Open Subtitles | سيد (وودهول) لديك الفرصة لإطلاق اللعبة الأولى |
Peki ya şu çakal Woodhull... örneğin? | Open Subtitles | (ماذا عن الخبيث (وودهول على سبيل المثال ؟ |
Binbaşı Andre, size Long Island'dan tüccar Abraham Woodhull'ı takdim edebilir miyim? | Open Subtitles | أيّها الرائد (أندريا) ، هل لي أن أقدم ، )لك (إبراهام وودهول "تاجر من "لونغ آيلند |
Yargıç Woodhull, üzerinde Selah Strong'un yasadışı bir örgütte delege olarak isminin geçtiği bir dilekçe arıyordu. | Open Subtitles | محاكمة (وودهول) تتطلب إلتماس (هذا الذي يسمي (سيلا سترونج مُمثل لهيئة غير مشروعة |
Sizinle tanışmak çok hoş, Bayan Woodhull. | Open Subtitles | (من اللطيف حقاً مقابلتكما ، سيدة (وودهول |