- Hiç de değilim. Bence biz farklı yönlere gidiyoruz. | Open Subtitles | أنا لست كذلك بالحقيقة أعتقد أننا نسير في إتجاهات مختلفة |
Farklı yönlere doğru gideceğiz. Geri dönerse diye baban burada kalacak. | Open Subtitles | سنذهب في إتجاهات منفصلة آباكِ يظل هنا في حال لو عاد |
Fotonların çoğu sonunda kapağa ulaşıyor ve patlayıp farklı yönlere dağılıyorlar. | TED | العديد من الفوتونات تصل في نهاية المطاف إلى الغطاء ومن ثم تتبعثر في اتجاهات مختلفة. |
Bu malzemeler yaygın olarak kullanılabilir ve açık kaynaklı olduğu için, çeşitli insanlar onları çok farklı ve öngörülmeyen yönlere çektiler. | TED | ونظرا لأن هذه المواد متاحة على نطاق واسع ومفتوحة المصدر، عدة أشخاص يأخذونها إلى اتجاهات مختلفة ولا يمكن التنبؤ بها. |
Acquilla Clemons... katille bir başka adamın farklı yönlere doğru kaçtığını gördü. | Open Subtitles | أكويلا كليمونز رأت القاتل ... ومعه رجل آخر يفران فى اتجاهين مختلفين |
Bazı günler, tava kadar yüzeysel oluyorum, fakat bütün yönlere kilometrelerce uzanabiliyorum. | TED | في بعض الأيام، أكون أقل عمقا من مقلاة الخبز، ولكني لا أزال أمد النظر لأميال بكل الإتجاهات. |
Çünkü Güneş'in atomlarıyla saniyede milyarlarca kez çarpışıyor ve her çarpışma onları gelişigüzel yönlere fırlatıyordu. | Open Subtitles | لأنها كانت تصطدم مليارات المرات في كل ثانية بذرات الشمس, وكل إصطدام كان يرسلها في إتجاه عشوائي |
Ortada yanan tek bir mum var. Yansıtıcı gözlükler sayesinde, sonsuzluk tüm yönlere yansır. | TED | هناك شمعة واحدة، تخفق في المركز. من هذا الترتيب من الزجاج العاكس، وهو يعكس في اللانهاية في كل الاتجاهات. |
İkimiz birden tam tersi yönlere koşabildiğimiz kadar hızlı koşarsak, belki kendimizi bundan kurtarabiliriz. | Open Subtitles | حسنا لو ركضنا باسرع ما يمكنا في إتجاهين معاكسين ربما امكنا أن نخرج أنفسنا |
Hepimiz arabalarımıza koşabilir ve farklı yönlere dağılabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا جميعاً الخروج إلى سياراتنا ويمكننا الإنتشار في إتجاهات مختلفة |
Birini karşı yönlere iten iki şey. | Open Subtitles | إنه شيئان مندفعان نحو بعضهما في إتجاهات معاكسة |
Peki ya bu memeler böyle mekanizmanın etkisiyle... farklı yönlere doğru sallanırlarsa. | Open Subtitles | إنتظروا، دعونا نرى إن كان بإمكاني أن أُحركها في إتجاهات مختلفة، ها هي |
Ayrı yönlere dağılın! Rkudaya'da toplanacağız! | Open Subtitles | اركضوا في عدة إتجاهات ولنتقابل في ريكوديا |
Bu parçacıklara spinons, orbitons ve holons deniyor elektronun özelliklerini taşıyıp, farklı yönlere doğru hareket edebilirler. | Open Subtitles | هذه الحسيمات تُدعى سبينون، أوربيتون، وهولون وتحمل خصائص الإلكترون ويمكنها السفر في إتجاهات مختلفة |
Çocuklarımız büyüyor, ama aynı zamanda da başka yönlere doğru gelişiyoruz. | TED | أطفالنا يصبجون أكبر، ولكن في نفس الوقت نحن نمو في اتجاهات مختلفة. |
Bu olduğunda ise çarpışan iki parçacık rastgele yönlere saçılacaktı. | TED | وإذا حدث ذلك فان تلك الجزيئات التي شاركت في التصادم سوف ترتد في اتجاهات عشوائية. |
Çünkü, dikkatimiz bir seferde çok farklı yönlere çekiliyor ve aslında dikkati dağıtmadan durabilmek oldukça etkileyici. | TED | السبب في ذلك أن دماغنا ينجذب ناحية اتجاهات مختلفة في نفس الوقت، وإنه لمن الملفت حقاً أن تظل منتبهاً. |
Bilim tüm yönlere bakmalıdır. | Open Subtitles | اللا الأعلى والأمام هما اتجاهين العلم يسير في جميع الاتجاهات |
Farklı yönlere doğru gitmek yerine birbirimize doğru gelmeye başladığımız kritik anı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | عندما ندور زاويتاً ونبدأ بالمشي نحو بعضنا البعض، وليس في اتجاهين متعاكسين؟ |
Zor olmadı. Aslında tüm yönlere uçabilme kapasitesi var. | Open Subtitles | لم يكن صعباً كان بإمكانها الطيران في كل الإتجاهات |
Şartlar bazen hayatını, hiç ummadığın yönlere götürüyor. | Open Subtitles | أتعلمين، أحياناً تحرّك الظروف حياتك في إتجاه لم تعتقد أنّك ستتجه إليه. |
Bu farklı yönlere sıkışmış bir milyar insan var. | TED | ولديك مليار شخص آخر منجذبون نحو كل هذه الاتجاهات الأخرى |
İki insan farklı yönlere doğru aynı anda yürürlerken aynı anda aynı şeyi yapmaya karar veriyorlar. | Open Subtitles | يسير شخصين في إتجاهين معاكسين في نفس الوقت... وبعد ذلك يتخذون نفس القرار.. |
Burada korkuyla oturmuş, güneylilerin gelip bizi atlara bağlamasını ve atları farklı yönlere sürerek bizi parçalamalarını bekliyoruz. | Open Subtitles | الجنوبيون سَيَرْبطونَنا إلى خيول وبعد ذلك أدارتْهم في الإتّجاهات المعاكسة، يُمزّقُنا إرباً إرباً. نعم. |