Şok ediciydi çünkü bulmayı istediğimiz her şey buradaydı Daha önce yörüngeden çektiğimiz fotoğraflar. | TED | وهذا هو ما رأيناه. وقد كانت صدمة لأنها اظهرت كل ما كنا نريد أن نراه في الصور الأخرى المأخوذة من المدار. |
Ya da bir uydunun yörüngeden çıkmasını hızlandıracak bir teknolojiye sahip olması gerekse? | TED | أو ربما يجب على القمر أن يحتوي على تقنية تسرع من عملية إخراجه من المدار. |
Aslında bu yörüngeden çekildi; kameranın yüzeye doğru yakın çekim yapmasını sağladık ve gerçekte yüzeyde Gezgin'i görüyoruz. | TED | لقد قمنا بجعل الكاميرا تقوم بتقريب الصورة إلى السطح من المدار و رأينا العربة الجوالة على السطح |
Havalanalım ve alanı yörüngeden bombalayalım derim. | Open Subtitles | نحن قادمون أقترح أن نفجر الموقع من المدار أنها الطريقة الوحيدة لقتل هذة المخلوقات |
Şimdi yörüngeden çıkmak için manevra yapmaya hazır olun. | Open Subtitles | سوف نقوم بالهبوط بكم علينا البدء في عملية التجهيز لدخول المدار و البدء في التسارع |
Ta ki düne , Goa'uld yörüngeden herbir büyük kenti ele geçirip nüfusu köleleştirene kadar. | Open Subtitles | حتى أمس عندما بدأ الجواؤلد السيطرة على كلّ مدينة رئيسية من المدار ويستعبد السكان |
Colorado Springs'i diğer şehirler gibi yörüngeden vurmadılar, o yüzden masa hala kurulu olmalı. | Open Subtitles | هم لم يضربوا ينابيع كولورادو من المدار مثل أغلب المدن الكبيرة لذا المنضدة يجب أن تكون ما زالت موجودة |
yörüngeden ayrılmamıza 55 dakika var. | Open Subtitles | باقى لنا 55 دقيقه حتى ترك هذا المدار ايتها القائد |
Uydularımızdan biri yörüngeden çıktı. | Open Subtitles | إحدى أقمارنا الصناعية تخرج عن المدار. أية واحدة؟ |
yörüngeden aşağı alçalıyoruz. Sürüş kontrolleri kapanmış. | Open Subtitles | نحن نبطئ السرعة خارج المدار أجهزة القيادة عطلت |
Bu şeyi yerden kaldırmak için en az 20 tane Satürn roketi gerekir. Bırakın yörüngeden ayrılmayı. | Open Subtitles | سيتطل على الأقل 20 صاروخ لنرتفع به عن سطح الأرض ونتركه في المدار |
Bizi yörüngeden çıkarmadan önce onu durdur. | Open Subtitles | أوقفيه قبل أن يخرجنا بضرباته خارج المدار |
Gezegenin savunmasını kırmak ve halka korku salmak üzerine kurulu, yörüngeden başlayan uzun menzilli saldırılarla başlarlar. | Open Subtitles | لقد بدأوا عدوان طويل المدى قاموا به في المدار مصمم لهزيمة الدفاع الكوكبي وبث الخوف في السكان |
Chaya'nın halkı yörüngeden ne yaptığımızı bile bilmeyecekler tabii teknolojik açıdan gelişmiş bir ırksalar ve öyle değilmiş gibi davranıyorlarsa daha önce de oldu. | Open Subtitles | لن يعلموا ما نفعل من المدار إلا لو كانوا متقدمين بما يكفى و يدعون عكس ذلك و هو ما سبق حدوثه من قبل |
Taşıdığımız taşın ağırlığı ve gezegenin yer çekimi mekiği yörüngeden çıkaracak. | Open Subtitles | وزن الصخرة التي نسحب فيها زائد جاذبية الكوكب ستسبب في وقوع هذه السفينة خارج المدار |
Albay Caldwell'e teşekkür ettim... yörüngeden deneye casusluk yapacak kadar önemsediği için. | Open Subtitles | وشكرت العقيد كالويل لأنه تجسس على الاختبار من المدار. |
yörüngeden yüzeydeki hedeflere kilitlenmeyi zorlaştırıyor. | Open Subtitles | ممّا يصعّب التصويب إلى أهداف على سطحه من المدار |
Eğer Daedalus ve Orion şimdiki planımıza göre yörüngeden çıkarlarsa Bu koordinatlara on dört saatin biraz altında erişebilmeliler. | Open Subtitles | إذا الديدلوس والأوريون خرجوا من المدار حسب جدولنا الحالي يجب أن يصلوا لهم في المكان |
Ne yazık ki, Prometheus'un galaksinin öteki tarafında olması nedeniyle, Dünya şu anda yörüngeden saldırıya açık durumda. | Open Subtitles | للأسف .. مع برومثيوس التي تقطعت بها السبل في منتصف المجرة الأرض عرضة حاليا للهجوم المداري |
Bu şeyin yörüngeden çıkması konusunda endişelenmekte haklıydın. | Open Subtitles | لقد كنت محقاً بقلقك في خروج هذا الشيء من مداره |
Füze büyük ihtimalle yörüngeden atıldı. | Open Subtitles | وكان من المحتمل تسليم الحمولة عن طريق إضراب مداري |
Uyduları geçici bir çözüm olarak yörüngeden çıkarmak yerine, onları hayatlarının sonlarında kendilerini imha edecekleri uluslararası dişli yasalar olsaydı? | TED | ماذا لو كانت هناك قوانين دولية صارمة تنص على إعادة تدوير الأقمار الصناعية بنهاية عمرها الافتراضي بدل الإكتفاء بإزالتها من الطريق كحل مؤقت؟ |