"yükümlü" - Translation from Turkish to Arabic

    • ملزمة
        
    • ملزم
        
    • الوحيد
        
    • مُلزمة
        
    Ben bazı cinayetleri rapor etmekle yükümlü bir polis memuruyum. Open Subtitles انا ضابطة شرطة و ملزمة للإبلاغ عن الجرائم
    Size hiçbir şey açıklamakla yükümlü değilim çünkü teknik olarak burada çalışmıyorum. Open Subtitles أنا لست ملزمة لإثبات أي شيء لكي لأنه من الناحية الفنية ، أنا لا أعمل هنا
    Sana yardım ettiği için asılmaya yükümlü olarak bir hapishaneye kapatıldı. Open Subtitles إنها محبوسة ملزمة بالإعدام لمساعدتك
    Programın geleneklerine uyum açısından dolayı onun gizliliğini korumak için kendimi yükümlü hissettim. Open Subtitles وفقا لتقاليد البرنامج شعرت أني ملزم بحماية خصوصيته
    Yarın akşam kendimi insanlara göstermekle yükümlü olduğumu düşünüyorum. Open Subtitles أنا أشعر أني ملزم أن أظهر في حفلة غداً مساء
    Bu yüzden herkesle görüştük, tek görevi başvurulardan zımbaları çıkarmak olan evrak memurundan başsavcının ofisindeki hukuk müşavirine, devlet hizmetlerini almaya gelen iş sahiplerine hizmet etmekle yükümlü katiplere kadar. TED لذلك قابلنا الجميع من الموظف الذي عمله الوحيد هو إزالة مشابك الأوراق من استمارات الطلبات إلى الكاتب القانوني في مكتب المدعي العام إلى الموظفين المسؤولين عن خدمة أصحاب العمل وعندما جاء دور الوصول إلى خدمات الحكومة
    Onu hakkında hiçbir şey bilmediğim insanlara karşı yükümlü yapmam son derece ciddi sonuçlar getirebilir. Open Subtitles غير لائق أن أجعلها تكون مُلزمة لرد المعروف لأناس لا أعرف عنهم أي شىء
    Kendimi müşterime parasını geri ödemekle yükümlü hissettim. Open Subtitles شعرت أني ملزمة بأن أعيد نقود موكلتي
    Bunu cevaplamakla yükümlü değilim. Open Subtitles لست ملزمة بالإجابة.
    Hatta buna yükümlü bile olabilirsin. Open Subtitles قد تكونين ملزمة بذلك حتى.
    İşte korumakla yükümlü olduğun dünya bu! Open Subtitles هذا هو العالم انت ملزم بحمايته
    Bir Ethan Allen gösteri salonunda kokteylleri yudumlarken hangi üst orta sınıfın anlaşmalı olarak eve hangi Elks üyesiyle gitmekle yükümlü olacağını merak ediyorlar. Open Subtitles يحتسون أشربة الكوكتيل في صالة عرض إيثان ألن، يتساءلون أي تنورة هي من الطبقة المتوسطة العليا... مُلزمة تعاقديّاً بالذهاب إلى البيت مع أي من أعضاء ايلكز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more