Fakat bizim ilk yükümlülüğümüz, eğitmek, sonra eğlendirmektir. | Open Subtitles | ولكن أهم إلتزام لدينا هو التعليم ومِن ثَم الإمتاع |
"Doğruları yazmak bizim yükümlülüğümüz" lafıyla çıkıyor işin içinden. | Open Subtitles | إنه مثل، أنا آسف، لكنّ لدينا إلتزام لترتيب حقائقنا |
Burada çifte yükümlülüğümüz var. | Open Subtitles | لدينا إلتزام ثنائى |
Ve hissederlarımıza karşı yükümlülüğümüz var. | Open Subtitles | ... و لدينا إلتزامات تجاه مُساهمينا |
Öğretmenler olarak, çocuklara kendilerini geliştirme ve zenginleştirme şansı verme yükümlülüğümüz var Will April'ı Glee'ye alarak, çocukların elinden gelişme şansını alıyor ve beyni alkol içine batmış birine veriyorsun. | Open Subtitles | ( لدينا إلتزامات كـ مدرسيّن يا ( ويل لنعطي الاولاد فرصه للنمو والتغنيّ ومع وجود ( أبريل ) في النادي |
Öncelikli yükümlülüğümüz kasabaya karşı. İzninle. | Open Subtitles | إلتزامنا الأول هو للبلدة أعذريني |
Rachel'ın bayılmasına üzüldüm, ...ama onun müşterisine bir yükümlülüğümüz var ve bu satışı geri çekmiyorum. | Open Subtitles | إنني متأسفة بشأنِ إغماء(ريتشل). لكن إلتزامنا بعملائنا، ولن ألغي هذه البيعة. |
Cemiyetimizi desteklemek gibi bir yükümlülüğümüz var. | Open Subtitles | لدينا إلتزام لدعم مجتمعنا. |
-Böyle bir yükümlülüğümüz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا هكذا إلتزام |