Kara Cuma satışları teşvikine göre müdür yardımcısı, yüksek çözünürlüklü bir televizyon kazanabilirmiş. | Open Subtitles | مكافأة مبيعات الجمعة الأسود تقول أن مساعد المدير من المحتمل أن يفوز بـ تلفاز عالي الدقة |
Şimdi TEDMED küratörü Mark Hodosh tarafından yeniden oluşturulmuş olan ve günümüzde yapılabilen en yüksek çözünürlüklü MRI taramasını göreceksiniz. | TED | سترون الآن الفحص عالي الدقة باستعمال الرنين المغناطيسي الذي تم اليوم و الذي أعاد بناءه مارك هودوش، أمين TEDMED. |
Baba, yüksek çözünürlüklü düz ekran televizyon bu! | Open Subtitles | وصورته جيدة أبي هذا ذات سطح مستوي عالي الجودة |
Jo Anne ve ben hepsini dijitalize etmek için yeni bir proje başlattık, çok yüksek çözünürlüklü bir dijitalizasyon yapacağız, aslında bu onları korumanın da bir yolu. | TED | جو آن وأنا باشرنا في مشروع رقمنتهم جميعاً سنقوم برقمنة عالية الجودة أولاً لأنها طريقة للمحافظة عليهم. |
İlk kez, yüksek çözünürlüklü kameralar normalde insanlara görünmeyen çiçeklerin gizli desenlerini | Open Subtitles | للمرة الأولى، يُمكن لآلات التصوير عالية الوضوح منحنا رؤية للحديقة بعين نحلة |
Bu, ekibimin inceleme ve buz tabakalarını güncel haliyle karşılaştırma işlemi üzerinde çalıştığı 2 milyon yüksek çözünürlüklü görüntü üretti. | TED | فنتج عن ذلك مليونا صورة عالية الدقة يفحصها حاليا فريق عملي ويعالجها لمقارنتها بالظروف المعاصرة للصفيحة الجليدية. |
Yani ilk adımda edindiğimiz süper dikkati kullanarak yüksek çözünürlüklü bilişsel ve duygusal algı oluşturuyoruz. | TED | إذن باستخدام الإنتباه المعبأ بغزارة ،في الخطوة الأولى نكون إدراك عالي الوضوح لاستخدامه في العملية العاطفية و الإدراكية. |
Ama yine de kaçırdığımız bir nokta var: Parmaklar çok yüksek çözünürlüklü etkileşim sağlıyor. | TED | لكنها نوعاً ما تبتعد عن هدفها: وهو ان الاصابع لها دقة عالية جداً. |
Kurumlarımızın çeşitliliği sayesinde bu sanatçının artık tek bir güzel görünümde düzenlenmiş olan 211'in üzerinde yüksek çözünürlüklü harika sanat çalışması var. | TED | بفضل تنوّع المؤسسات التي نعمل معها، لدينا أكثر من 211 عمل فنّي بجودة عالية لهذا الفنان، وهي مرتبة الآن في مشهد جميل واحد. |
yüksek çözünürlüklü görüntüler, ve bugün standart bir grafik kartı ile neler yapabileceğimizi gösteriyorlar. | TED | وهي بدقة عالية جداً وهي ترينا ما يجب القيام به بواسطة الكروت الرسومية اليوم |
Operatöre yüksek çözünürlüklü video görüntüleri gönderiyor. | TED | و هي ترسل فيديو عالي الدقة إلى المشغل. |
Bilgisayar çekimleri yüksek çözünürlüklü dijital fotoğraflar. | Open Subtitles | صور كمبيوتر تصوير فوتوغرافي عالي الدقة |
Çok heyecanlanmıştı, el fenerini açtı çünkü daha iyi görmek istiyordu ve bu dev kaçmadı, o da riske girerek platformun üstündeki beyaz ışıkları açtı ve efsane bir yaratığı buğulu bir tarihten yüksek çözünürlüklü bir videoya getirdi. | TED | ومن ثم أصبح متحمساً جداً وأشعل مصباحه لأنّه أراد أن يراه بشكل أفضل، و لم يهرب العملاق بعيداً، وخاطر بالتفاته باتجاه الضوء الأبيض في الغواصة، وبذلك تحوّل الكائن من أسطورة من التاريخ الغامض إلى فيديو عالي الدقة. |
Otobüs firmasından yüksek çözünürlüklü olarak indirmeyi bekliyorum saat 10 gibi bana ulaştıracaklarına dair söz verdiler. | Open Subtitles | أجل، إنني فى إنتظار تسجيلاً للفيديو عالي الجودة من شركة الحافلات، لقد وعدوني بإرساله إلي فى الساعة العاشرة من مساء الليلة. |
yüksek çözünürlüklü TV, the Bush'un kızları, kablosuz ışık sistemleri, | Open Subtitles | التلفاز عالي الجودة, بنات (بوش), المناطق اللاسلكية الساخنة |
Zaten yüksek çözünürlüklü yani yakın çekime gerek yok. | Open Subtitles | وأيضاً الكاميرا عالية الجودة لذا لا تقربي الصورة |
Saldıran gemilerin yüksek çözünürlüklü resimlerine de sahipler. | Open Subtitles | لديهم أيضاً صور عالية الجودة للسفن المُحاربة |
Burada olsalar fark ederdim herhalde, yani yerlerini bulabilmemiz için 44. enlem ve 18. boylam arasındaki 16 kilometrelik bölgenin yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerine ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | أجل، مُتأكّد تماماً أنّي لكنتُ سألاحظ لو كانا هُنا، لذا... سوف نحتاج لصور أقمار صناعيّة عالية الوضوح للمنطقة لتحديد موقعهم في نظاق دائرة نصف قطرها 10 أميال بخط عرض 44، وخط طول 18. |
Kullanıcıya(Operatör) yüksek çözünürlüklü görüntüle gönderir. | TED | انها ترسل صور فيديو عالية الدقة إلى المشغل. |
Bu laboratuvarımızın çevresindeki koridorun yüksek çözünürlüklü haritası. | TED | لذلك هذه خريطة عالية الدقة للممر حول مختبرنا. |
Bhamba: 1 yüksek çözünürlüklü üçlü entegre matris sistem: 0. | Open Subtitles | بومبا -واحد نظام الرقائق المصفوفه عالي الوضوح |
yüksek çözünürlüklü kameralar bir şey yakalamamış mı? | Open Subtitles | الا تلتقط هذه الكاميرات ذو الآشعة تحت الحمراء مع دقة عالية اي شيء؟ |
Teknoloji yüksek çözünürlüklü olarak, sahnede canlı bir şekilde vizyonumu ortaya koymam için bir enstrüman. | TED | التكنولوجيا أداة تمكنني من عرض رؤيتي بجودة عالية ....كبث مباشر على المسرح |
Büyük ihtimalle kalp cerrahlarının fantazilerini bu cihaz süslüyordur, ameliyat yapmadan önce, hastanın kalbinin içine girip bakmak, hem de yüksek çözünürlüklü veri ile. | TED | انها تعني " الحلم الحقيقي " لاي جراح قلب اي ان يستطيع ان ينظر الى قلب المريض قبل ان يقوم بالعملية الجراحية وذلك بدقة عالية جداً |