İtalya'da, yüksek güvenlikli bir cezaevinde Mario Moretti ile öğlen yemeği yedim. | TED | كنت علي موعد غذاء معه في سجن شديد الحراسة في إيطاليا . |
İnan bana, senin yüksek güvenlikli bir hapishanede çürüdüğünü görmekten keyif alacak bir sürü meslektaşım var. | Open Subtitles | صدقيني، هناك الكثير من زملائي ليسوا بعيدين عن حيث نجلس لا يريدون أكثر من رؤيتك تتعفنين في سجن شديد الحراسة |
Teorik olarak yüksek güvenlikli bir hapishaneye zorla girilebileceğini sanmam. | Open Subtitles | -نعم . نظريّاً، لا أعتقد أنّ بإمكانك اقتحام سجن شديد الحراسة. |
Burası yüksek güvenlikli bir bina. | Open Subtitles | هذا مبنى شديد الحراسة |
Burada hapishanedeki koruma işleri için haraç aldığını ve Walton'un seni daha yüksek güvenlikli bir hapishaneye transfer etmeyi plânladığını biliyoruz. | Open Subtitles | وأعلم أنّكَ تقوم بإبتزاز المسجونين هنا في (كارسون)، وأنّ (والتون) كان يخطط لنقلكَ إلى سجن ذو أمن عالي |
Hayır, ve Kyle'ın hayatının geri kalanında dayak yiyeceği ve tecavüze uğrayacağı ve bir pislikmiş gibi davranılacağı bir yere, yüksek güvenlikli bir hapishaneye gitmesine izin mi vereyim? | Open Subtitles | لا, وأترك (كايل) يذهب لسجن شديد الحراسة حيث سيتم ضربه واغتصابه ومعاملته بكل حقارة لبقية حياته؟ |
Otomatik parmak izi tanımlama sistemine göre iki gün önce Güney Dakota'daki yüksek güvenlikli bir cezaevinden kaçmış. | Open Subtitles | وفقاً للنظام الآلي للتعرف على البصمات فرّ من سجن شديد الحراسة في (داكوتا) الجنوبية منذ يومين |