"yükselip" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرتفع
        
    • سيرتفع
        
    • صعدت للأعلى
        
    • عليك الإرتفاع عاليا
        
    • يرتقون
        
    • وترتفع
        
    • نرتفع أكثر
        
    Nehir yatağındaki su yükselip, biz Şanghay'a varınca, her şey yoluna girecek. Open Subtitles عندما يرتفع الماء في القناة و نتمكن من الخروج من هنا إلى شنغهاي سيكون كل شئ على ما يرام
    Piyasaya göre yükselip alçalabilir. Open Subtitles لكن يمكن أن يرتفع اعتماداً على حالات السوق
    YARIŞ HABERLERİ Yarış Tutkunlarının Tek idolü SEABİSQUİT Eğer su olmazsa, tozlar yükselip, bizi hiç var olmamışız gibi sarıp yutacak. Open Subtitles بدون ماء، الغبار سيرتفع وسيغطّينا كما لو لم نكن موجودين.
    Ayaklarının ucunda yükselip yüzümü öpmeye başladı. Open Subtitles ثم صعدت للأعلى وقبلتنى فى الوجة
    "yükselip yardım isteyelim", doğru mu? Open Subtitles أنه يجب عليك الإرتفاع عاليا وتطلب المساعدة, أليس كذلك ؟
    Sen yükselip düsen krallar yapacaksin. Open Subtitles سوف تجعل ملوكا يرتقون ويسقطون
    Yağmurların başlamasıyla nehrin yükselip, yiyecekleri balıkların gelmesine daha zaman var. Open Subtitles محاصرة وسريعة في الركض وراء طعامها لا زال هنالك وقت طويل قبل أن تعود الأمطار وترتفع الأنهار لتجلب معها طرائدها ..
    - Tamamdır. Hayır! yükselip yardım istemeliyiz. Open Subtitles كلا لابد وأن نرتفع أكثر ونطلب المساعدة ونخرج من هنا
    Hiçbir şey, Latin gibi ona bu kadar hızlı yükselip, bu kadar çok yaklaşamadı. Open Subtitles ولكن لم يرتفع شأن أحدهم من قبل بتلك السرعة إلى جانبه بمثل هذا القرب سوى اللاتيني
    Ay yükselip güneş battığında ateş göğü aydınlatacak. Open Subtitles كما يرتفع القمر , و تسقط الشمس النار سوف تضيء السماء
    Ses önce hafifmiş. Sonra yükselip durmuş. Open Subtitles لقد بدأ منخفض وبعدها بدأ يرتفع
    - yükselip alçalır mı gerçekten? Open Subtitles هل يرتفع وينخفض فعلاً؟
    ♪ Ve yükselip parlayacağız ♪ Open Subtitles * و سوف يرتفع و يلمع *
    Yazdığına göre yaratılış sırasında kaosun ortasında yükselip bir sığınak oluşturacakmış. Open Subtitles مكتوب بأنه خلال الخلق سيرتفع فوق الفوضى ليأمن الملاذ
    Sıcak hava yükselip dışarı çıkacak. Open Subtitles و عندها سيرتفع الهواء الساخن ويخرج
    Ayaklarının ucunda yükselip yüzümü öpmeye başladı. Open Subtitles ثم صعدت للأعلى وقبلتنى فى الوجة
    "yükselip yardım isteyelim", doğru mu? Open Subtitles أنه يجب عليك الإرتفاع عاليا وتطلب المساعدة, أليس كذلك ؟
    Sen yükselip düşen krallar yapacaksın. Open Subtitles سوف تجعل ملوكا يرتقون ويسقطون
    Ve ses, su üstünde yükselip alçalan bir dalga gibi geldi. Open Subtitles كان صوتهم يبدو وكأنه موجة تسقط وترتفع من الماء كان صوتهم يبدو وكأنه موجة تسقط وترتفع من الماء
    Demek istediğim, rakamlar sürekli yükselip duruyordu. Open Subtitles لأن الأرقام أخذت ترتفع وترتفع.
    - Tamamdır. Hayır! yükselip yardım istemeliyiz. Open Subtitles كلا لابد وأن نرتفع أكثر ونطلب المساعدة ونخرج من هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more