"yükseltiyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يزيد
        
    • يرفع
        
    • يَرتفعُ
        
    • ترفع
        
    Teknenin titizlikle temizlenmesi mercanların üzerinde büyüme ihtimalini yükseltiyor ve denizin kirlenmesini önlüyor. Open Subtitles تنطيف المركب بالكامل يزيد من فرصة نموّ المرجان عليه وضمان عدم تلويثه للبحر.
    İkincisi, ikisi de serotonin düzeyini yükseltiyor, serotonin de beyindeki kimyasal bir sinyal veya sinir ileticidir. TED ثانياً، كلاهما يزيد مستوى السيروتونين، وهي مادة كيميائية في الدماغ، أو ناقل عصبي.
    Bu buzdağlarının her biri, deniz seviyesini küçük bir miktar yükseltiyor. Open Subtitles كل جبلٍ جليدي بحد ذاته يرفع مستوى مياه البحر بمقدارٍ صغير
    Ciğerleri açıyor, tansiyonu yükseltiyor ve kalbi hızlandırıyor. Open Subtitles يفتح الرئة، يرفع ضغط الدم يحمل على القلب
    Ve yükseltiyor, hem de çok. Open Subtitles وهو يَرتفعُ. كبير.
    L.C. 50,000'e yükseltiyor. Open Subtitles إل. سي . يَرتفعُ ل50,000.
    Ama senin vücut ısın oradaki sıcaklığı yükseltiyor. Bu etkiyi taşımaya meyilliyim. Open Subtitles ولكن حرارة جسدك ترفع من درجة الحرارة إن لديّ هذا التأثير عادة
    Bu aşı, vücudun Ph değerlerini yükseltiyor. Open Subtitles ترفع هذه الحقنة الأس الهيدروجيني في الجسم
    Ki bu da ameliyat riskini yükseltiyor. Open Subtitles لأنه مسن ويعاني مشاكل في القلب ما يزيد من خطورة الحالة
    Ve ona göre Halo gibi oyunlar oynamak insanların mutluluk seviyelerini yükseltiyor. Open Subtitles وطبقا له , لعب 00 العاب الفيديو مثل هالو فعليا يزيد
    Mesela sen yokken termostatı yükseltiyor falan. Open Subtitles مثل كيف يزيد جهاز تنظيم الحراة عندما لا تكون في الشقة
    Sivilce de çıkarabiliyor ki bana sorarsanız bu da doğum kontrol hapı olarak etkisini yükseltiyor. Open Subtitles بالرغم من هذا قد يسبب حب الشباب ، ولو سألتني فهو نوعاً ما يزيد من فعاليته في منع الحمل
    BRCA1 genine sahip olmak göğüs kanserine yakalanma olasılığını yükseltiyor. Open Subtitles إمتلاك جين حامل للسرطان يزيد فرص الإصابة بسرطان الثدي
    Sangria bazı huylarımı yükseltiyor, bazı huylarımı da düşürüyor. Open Subtitles النبيذ احيانا يرفع مزاجي و احيانا يعكر مزاجي
    Gerhardt sürekli fiyatları yükseltiyor. Yine yaptı. Open Subtitles ‫لا ينفك "غيرهارد" يرفع السعر، وقد كرر ذلك
    Profesör yükseltiyor. Open Subtitles البروفيسور يرفع الرهان
    Moral yükseltiyor. Open Subtitles هذا يرفع من روحها المعنوية.
    Huck 90,000'e yükseltiyor. Open Subtitles يَرتفعُ هاك ل90,000.
    L.C. 100,000'e yükseltiyor. Open Subtitles إل. سي . يَرتفعُ ل100,000.
    Huck 600,000'a yükseltiyor. Open Subtitles يَرتفعُ هاك ل600,000.
    Bebeği rahminden alıp güneşe doğru... yükseltiyor. Open Subtitles ترفع طفلها مباشرة من الرحم... باتجاه الشمس
    Arı uçma kaslarını kullanarak kendini ısıtıyor, 44 santigrat dereceye kadar yükseltiyor daha önceki görüşe göre, öldürmeye yetecek kadar. Open Subtitles ترفع النحلة حرارتها بذبذبة عضلات الطيران لديها، ذبذبات تمكنها بلوغ حرارة تصل 44 درجة مئوية، كان يُعتقد سابقاً أنها كفيلة بقتلها.
    Kızınız artık bana sesini yükseltiyor. Open Subtitles بانت ابنتكما ترفع صوتها علي الآن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more