"yürümek için" - Translation from Turkish to Arabic

• للمشي
• للسير
• في مسعاه
• لتمشي
• والمشي
• سيراً على

Hayatta kalmak, düşünmek ya da Yürümek için gerekli bir organ değil.
أعني هو لا يحتاجه للنجاة أو للتفكير أو .. لا أعلم للمشي

İster Afrika'nın tepelerinde Yürümek için donanımlı olalım, isterse deniz altına dalmak için donanımlı olalım, esasen aynıyız.
سواء كنا جاهزين للمشي على تلال أفريقيا أم جاهزين للغوص تحت الماء، نحن نعتمد نفس الأساس.

- Dinle, Cole, bu ayakkabılar Yürümek için yapılmış olabilir, fakat sana geri dönmek için değiller dostum.
هذه الجِِزم قد صنعت للمشي لكنها لم تصنع للمشي إليك مجدداً . يا صديقي

Yürümek için uzun bir yol. Ne var orada?
حسناً ، هذا طريق طويل للسير ماذا يوجد هناك ؟

Santiago de Compostela'yı Yürümek için burada değilsiniz.
أنت لست هنا للسير الى سانتياغو دي كومبوستيلا

Atına bindirin. İkinci lejyon Spartacus'ün üzerine Yürümek için hazır olsun.
اوصله إلى جواده، وأبعث بالفليق الثاني في مسعاه إلى (سبارتاكوس)!

Evin Yürümek için buradan çok uzak. Seni bırakalım.
أنها مسافة طويلة لتمشي ، سنوصلك في طريقنا.

Üç blok öteye park edebildim ve Yürümek için yapılmamış ayakkabılarla buraya kadar yürüdüm.
ركنت على بعد 3 مباني والحذاء ايضا لم يصنع للمشي

Belki de, anne, bundan çıkarılması Gereken ders, Yürümek için yapılmış ayakkabılar satın almaktır.
ربما الدرس هنا يا امي هو أن تشتري حذاء يصلح للمشي

Bir kişi sakat kalırsa Yürümek için değnek kullanır.
عندما يكون شخص مشلولا يستعمل عكازا للمشي

Bu botlar Yürümek için yapılmış. Ama, adamların kıçının üstünde.
تم صنع هذه الاحذية للمشي على مؤخرات الناس

Bu kostüm Yürümek için pek uygun değilmiş ama bu Cadılar Bayramı süper eğlenceli geçecek.
ربما هذا ليس بالزي المناسب للمشي ولكن ليلة الهالوين سوف تكون ممتعة جدا

Yürümek için güzel bir gece. Bir süre yalnız kalmak istiyorum.
ليلة جميلة للمشي - أرغب أن أكون وحيدة لبعض الوقت -

Yürümek için yola gerek duyulmayacağını, araba kullanılacağını sandılar. Böylece yürüme yollarına ve kaldırımlara çok az ihtiyaç duyuldu.
ظنوا أنهم لن يحتاجوا مستقبلاً للمشي إلى أي مكان- سنكون قادرين على السياقة- لذا هناك حاجة ضئيلة للممرات أو الأرصفة.

Yürümek için yanlış sokağı seçtin bence.
أعتقد أنكِ اخترتِ الشارع الخاطئ للسير فيه

Tam bir denge sağlanırsa, bir adam ...dubaları su da Yürümek için kullanabilir.
مع وجود التوازن السليم ربما يستخدم الرجل طوافات مجهزة للسير على الماء، لكن...

O topuklularla Yürümek için çok uzun bir yol.
قامت بدعوة الدخيل الى داخل المبنى أنه طريق طويل جداً للسير بتلك الكعوب

Benimle Yürümek için, bu hayatta ölmeli ve benimkinde doğmalısın.
... لتمشي معي يجب أن تتخلصي من هذه الحياة وتولدي من جديد لحياتي

Hayır. Sadece okumak için. Ve sinema, araba sürmek ve Yürümek için.
لا ، فقط للقراءة ومشاهدة الأفلام والسياقة والمشي

Günün yarısın buraya Yürümek için harcadık.
أتعلمون؟ نحن قضيناً نصف يوم سيراً على الأقدام كي نصل إلى هنا