yürütücü işlev ile ilgili böyle düşünmenin tamamen yanlış olduğunu söylemek için buradayım. | TED | حسنًا، أنا هنا لأخبركم أن هذه الطريقة في التفكير بالوظيفة التنفيذية خاطئة تمامًا. |
Ayrıca belli bir durumda yürütücü işlevi kullanırken ortaya koyduğunuz stratejilere de bağlıdır. | TED | وتعتمد كذلك على الاستراتيجيات التي تنفذها عند استعمالك للوظيفة التنفيذية في حالة معينة. |
Şimdi, bir bilişsel bilim insanı olarak biliyorum ki bu durumun sebebi, yürütücü işlev denen bir şeyden çokça kullanmış olmam. | TED | اليوم، كعالمة إدراك أعرف أن ذلك كان بسبب استعمالي لشيء يُسمى بالوظيفة التنفيذية. |
yürütücü işlev, amaçlarımıza ulaşmak için duygu ve hareketlerimizi bilinçli kontrol eden inanılmaz bir yeteneğimizdir, | TED | الوظيفة التنفيذية هي قدرتنا المدهشة على التحكم المسبق في أفكارنا، ومشاعرنا وأفعالنا بهدف تحقيق أهدافنا |
Genellikle buna dalgınlık deriz ancak aslında olan yürütücü işlevde bir sapma yaşıyor olmamızdır. | TED | وعادة ما ندعوها بالسهو، ولكن ما يحدث حقًا هو أن هناك هفوة تحدث في الوظيفة التنفيذية. |
yürütücü işlevi her gün, hayatımızın her alanında kullanıyoruz. | TED | إذًا نحن نستعمل الوظيفة التنفيذية في حياتنا يوميًا في شتى المجالات. |
Ama son zamanlarda, yürütücü fonksiyon kişisel gelişimde çok tutuldu. | TED | لكن مؤخرًا، أصبحت الوظيفة التنفيذية شائعة في التنمية الذاتية. |
Hayır çünkü gerçek dünyada yürütücü işleve şekil ve renkleri ayırmaktan çok daha fazlası için ihtiyacı olacak. | TED | لا، لأنها بحاجة إلى استعمال الوظيفة التنفيذية على أرض الواقع لتتمكن من إنجاز ما يتعدى التبديل بين الشكل واللون. |
Yakın zamanda, hazzın geciktirilmesi ile ilgili yürütücü işlev kullanmayı gerektiren klasik şeker testi yapmak için bir grup çocuk getirdim. | TED | جلبت مؤخرًا مجموعة من الأطفال وأجريت عليهم اختبار حلوى الخطمى، الذي يعتبر مقياسًا لمدى مقاومة الإغراء الذي يتطلّب الوظيفة التنفيذية بكثرة. |
Bu çocukların iyi veya kötü yürütücü işlevleri olmasından ziyade, bağlamın yürütücü işlevi daha iyi kullanmalarını sağladığını gösteriyor. | TED | لا يتعلق الأمر بكون الوظيفة التنفيذية للأطفال جيدة أو سيئة، إنما بالسياق الذي ساعدهم على استعمالها بشكل أحسن. |
Bu sayede yürütücü işlevinizi kullanmak için daha motive olacaksınız. | TED | ستكون بذلك أكثر تحفيزًا لاستعمال الوظيفة التنفيذية. |
yürütücü işlev gerçekten karmaşık ve birçok etmen tarafından şekillendiriliyor. | TED | الوظيفة التنفيذية معقدة حقًا، وهي تتأثر بعدّة عوامل. |
Ama hatırlamanızı istediğim, hayatınızın herhangi bir yerinde yürütücü işlevinizi geliştirmek istiyorsanız hızlı çözümler aramayın. | TED | لكن الأمر الذي أريد منكم تذكّره هو أنه إذا أردتم تحسين وظيفتكم التنفيذية بشكل ما في حياتكم، لا تتوقعوا التحسّن بسرعة. |
Beyin egzersizleri genel anlamda yürütücü işlevi geliştirmeyecek çünkü bu, beynimizi gerçek hayatta kullandığımız örneklerinin dışında dar ölçekte eğitmek demek. | TED | تدريب العقل لن يحسّن من الوظيفة التنفيذية بشكل عام لأن التدرب عليها يكون بشكل محدود، خارج نطاق العالم الواقعي الذي تستعمل فيه تلك الوظيفة. |
Telefonundaki yürütücü işlev uygulamasında ustalaşsanız da bu haftada iki defa mısır gevreğine portakal suyu dökmenizi durdurmaz. | TED | لذا بإمكانك احتراف التطبيق المتعلق بالوظيفة التنفيذية على هاتفك، ولكن لن يمنعك ذلك من صب عصير البرتقال على حبوب الإفطار مرتين في الأسبوع. |
Laboratuvarda, küçük çocuklarda yürütücü işlevi ölçen "boyutsal değişim kart sıralaması" denilen harika bir test var. | TED | يوجد اختبار رائع نجريه في المختبر لقياس الوظيفة التنفيذية لدى الأطفال الصغار يُسمى "بطاقة فرز تغيّر الأبعاد." |
Ama durum şu ki onu bu ve bunun gibi görevler için eğitebiliriz ve sonunda gelişim gösterecektir ama bu laboratuvar dışında yürütücü işlevini geliştirdiği anlamına gelir mi? | TED | لكن إليكم الأمر: كان بامكاننا تدريبها على هذه المهمة وعلى مهام أخرى شبيهة، وستتحسّن في نهاية المطاف، لكن هل يعني هذا أنه باستطاعتها تحسين وظيفتها التنفيذية دون اللجوء إلى المختبر؟ |
Sadece bu da değil, Bu çocuklar büyük oranda yürütücü işlevini ellerinin üstüne oturmak, şekerden uzaklaşmak veya dikkatlerini dağıtmak amacıyla şarkı söylemek gibi beklemelerine yardım edecek şeyler için kullandılar. | TED | ليس هذا فقط، بل استعمل هؤلاء الأطفال الوظيفة التنفيذية لابتكار استراتيحيات تساعدهم على الانتظار كالجلوس على أيديهم أو غض بصرهم عن حلوى الخطمى أو إنشاد أغنية لإلهاء أنفسهم. |
Ona yürütücü işlevi bu özel bağlamda kullanması için ders çalışmaya başlamadan telefonunu uzağa koymak, bir saat çalıştıktan sonra kendini ödüllendirmek gibi stratejiler öğretebilirsiniz. | TED | بإمكانك أن تعلّمها استراتيجيات لاستعمال الوظيفة التنفيذية في ذلك السياق بالتحديد، كأن تضع مثلًا هاتفها جانبًا قبل أن تشرع في المذاكرة أو أن تعتزم مكافأة نفسها بعد ساعة من المذاكرة. |
Ben ev-içi yürütücü koçum. | Open Subtitles | انا المديرة التنفيذية لهذا المشروع |