"yürüyebilirsin" - Translation from Turkish to Arabic

    • المشي
        
    • السير
        
    • المشيء
        
    • يمكنك أن تمشي
        
    • فستكون ماشياً على
        
    • المستوى فستكون ماشياً
        
    Görünüşe bakılırsa biraz dinlenmen lazım. Belki sahilde bile yürüyebilirsin. Open Subtitles تبدين وكأنكِ بحاجة إلى الراحة ربما حتى المشي على الشاطئ
    Arzuların yeterince kuvvetliyse yürüyebilirsin demişti. Open Subtitles أنني سأتمكن من المشي مجددا لو كانت الرغبة قوية حقا؟
    Tamamen normal bir şekilde yürüyebilirsin, eğer ben istersem. Open Subtitles انت تستطيع المشي بحريه اذا انا سمحت بذلك
    Biraz serhoş olmuşsun, ama sanırım yürüyebilirsin. Open Subtitles لديك بعض الدوخة لكنك تستطيعين السير على ما أعتقد.
    Tamam. Benimle yürüyebilirsin. Ben de oraya gitmek istemiyorum. Open Subtitles حسناً, يمكنك السير معي أنا لا اريد الصعود هناك ايضاً
    - Tek başına yürüyebilirsin, biliyorum. Open Subtitles -كل ما قلت ... -أنه يمكنك المشيء لوحدك، أنا أعلم
    Köy büyüklüğünde. Bisiklet sürebilirsin, yürüyebilirsin. Open Subtitles إنها قرية يمكنك ركوب الدراجة ويمكنك المشي
    Yürümeyi o kadar seviyorsan Deniz Kuvvetlerinde ölene kadar yürüyebilirsin! Open Subtitles اذا كنت تحب المشي كثيراً سوف تمشي حتى الموت في العسكرية
    Bu bebekleri giydiğinde, istediğin her yüzeyde yürüyebilirsin, Morty. Open Subtitles عندما ترتدي هذه الاحذية يمكنك المشي على اي سطح تريده
    Buradan yürüyebilirsin. Open Subtitles كنت قد حان الوقت للجلوس الغاز. يمكنك المشي من هنا، لا يمكن لك؟
    Hazırlan! Hadi, şişko, gidelim! Hadi yürüyebilirsin değil mi? Open Subtitles ـ استعد هيا ىايها البدين هيا تستطيع المشي اليس كذلك
    Kutup Işıkları üstündeyken buzullar üstünde yürüyebilirsin. Open Subtitles يمكنك المشي على نهر جليدي تحت أورورا بورياليس.
    eğer koşamıyorsan, yürüyebilirsin. TED وإن لم تستطع الجري، بإمكانك المشي.
    yürüyebilirsin, Huw. Open Subtitles . باستطاعتك المشي الآن . لو حاولت
    Şömineler yeteri kadar büyük. İçinde yürüyebilirsin. Open Subtitles والموقد كبير جداً وبإمكانك المشي فيه
    Gel haydi, braket üzerinde yürüyebilirsin. Open Subtitles هيّا، يُمكنك السير على طول .الجناح، أيها الفتى الياباني
    Her şey yolunda giderse, nikaha giderken yürüyebilirsin ama epey ileri teknoloji, o yüzden söz veremiyorum. Open Subtitles مع أمثل الظروف ستعمل في وقت مناسب لتخوّلك السير في ممرّ الكنيسة. لكنّها تقنية حديثة جدًّا، ولا يمكنني قطع أيّة وعود.
    Tam tedavi ile yeniden yürüyebilirsin. Open Subtitles لو تلقيت العلاج الكامل يمكنك السير ثانيةَ
    Bu taraftan gidelim. Hadi. Hadi, yürüyebilirsin. Open Subtitles فلنذهب في هذا الإتجاه هيا ، يمكنك السير .
    Churchill durağında inip altı sokak yürüyebilirsin. Open Subtitles \u200fولكن بإمكانك ركوب الحافلة حتى محطة \u200f"تشرشل" ثم السير لمسافة 6 مجمعات سكنية.
    - Diyeceğim... - Tek başına yürüyebilirsin, biliyorum. Open Subtitles -أنه يمكنك المشيء لوحدك، أنا أعلم
    Benim şehre inmem gerek. Mikey, adresi biliyorsun. Bu taraftan yürüyebilirsin. Open Subtitles انا ساكون في القرية ميكي، عندك العنوان يمكنك أن تمشي من هنا
    Eğer haklıysa zaman kaybetmeden yürüyebilirsin. Open Subtitles أعني إذا كان في ذلك المستوى فستكون ماشياً على قدميك في لحظة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more