Herkesi ağlatacaksın, Ann. yüreklerini burkacaksın. | Open Subtitles | سوف تجعليهم يبكوا يا آن سوف تحطمى قلوبهم |
Dehşet tüm çıplaklığı ve buzdan elleriyle yüreklerini sıkıştırır. | Open Subtitles | بذعر تام يمسكوا بأحكام قلوبهم بأصابع باردة |
Katıksız dehşet, buzdan parmaklarıyla yüreklerini sıkıştırmakta. | Open Subtitles | مستمسكين بالإرهاب المطلق وبشدة قلوبهم بأصابعهم متجمدة |
Yaptıkları işe yüreklerini koymaları ve inançlarını korumaları için çaba gösterdik. | Open Subtitles | حاولنا بث الطمأنينة والثقة في قلوبهم و الحفاظ على إيمانهم |
O şansa sahip olmak için ter ve kan döken, yüreklerini ortaya koyanlar! | Open Subtitles | تلك يضع العرق ودمائهم، قلوبهم في الحصول على هذه الفرصة. |
O plaklara yüreklerini koydular ölümsüz sanat eserleri yarattılar ama o paralarını aldı. | Open Subtitles | لقد تدفقت قلوبهم إلى هذهِ التسجيلات .... يصنعونَ أعمالًا فنية خالدة و |
"Bir eve ilerliyor ve yılan gibi içeri süzülüyorum. Bebeklerini yiyip yüreklerini sızlatacağım." | Open Subtitles | ...سوف أذهب للمنزل, وأدخله كالثعبان ...سوف ألتهم أطفالهم, وسأجعل قلوبهم تتألم |
Onları tecavüz etmeden hemen önce, Onları öldür ve yüreklerini ye. | Open Subtitles | قبل اغتصابهن وقتلهن وأكل قلوبهم |
- Meryem onların yüreklerini korkusuzlukla doldurdu. | Open Subtitles | - مريم ملأت قلوبهم بالشجاعه |
- yüreklerini doldurdu. | Open Subtitles | - لقد ملأت قلوبهم! |