Yaptıkları aşağı yukarı buraya kadar gelip yüzümüze karşı sizden ebeveyn olmaz demekti. | Open Subtitles | جميل جداً لـ حضروهم هنا و أخبارنا في وجوهنا أننا سنكون آباء فاشلين |
Birincisi hayatta, şöyle ya da böyle bir şekilde, yüzümüze dövme yapmaya kalkışan insanlarla karşılaşabiliyoruz. | TED | أولها أنه في الحياة نصادف الكثير من الناس الذين، بطريقة أو بأخرى، يحاولون وشم وجوهنا. |
Hangimiz etendi, hangimiz değil, yüzümüze bakıp kimse bilemez. | Open Subtitles | ولا يمكن التمييز بين أن نكون من وجوهنا بالنسبة للإنسان أو السيد. |
Zanlıya yüzümüze karşı yalan söylemesini söyleyen avukat dahil. | Open Subtitles | بما في ذلك المحامي الذي أخبر المشتبه به أن يكذب علينا في وجهنا |
Fikrimizi çaldı. 1 .5 ay boyunca yüzümüze yalan söyledi. | Open Subtitles | نعرف أنه سرق فكرتنا نعرف أنه كذب أمام أوجهنا لمدة شهر ونصف |
Her şey yüzümüze gözümüze bulaşır. Susie, sen Oswald hakkında ne buldun? | Open Subtitles | سينفجر الموضوع في وجوهنا سوزي , ماذا وجدتى عن أوزوالد ؟ |
yüzümüze vuran günışığı ile uyanacağız. | Open Subtitles | سنستيقظ في صباحٍ باكر والشمس تغطي وجوهنا.. |
Stres yüzümüze yansıyınca, bitkin görünmemize sebebiyet veriyor. | Open Subtitles | لذلك التوتر الظاهر على وجوهنا يجعلنا محبطين |
Kitabın yarısı yüzümüze işlenmiş olarak geldik. Gözüme bak. | Open Subtitles | لقد أتينا خارجين مع نصف الكتاب مُوَّشَم عبر وجوهنا, أنظر ماذا فعل لعيني |
Bize vuruyorlar, yüzümüze tükürüyorlar hortumla bizi ıslatıyorlar. | Open Subtitles | لماذا لا؟ إنهم يضربوننا ويبصقون على وجوهنا |
yüzümüze pasta yapıştırırlar... bize şarkı söyletirler falan.. | Open Subtitles | يرمون بفطيرة إلى وجوهنا بعد ذلك يجلبونا إلى الساحة و يقوموا بالغناء و أشياء أخرى |
Bizimle ilişkiye girdikten sonra... yüzümüze boşalıyorlardı. | Open Subtitles | هذا ماكان يمارسونه معنا ثم يقذفون منيهم في وجوهنا |
Kızı buraya getirmek onun bunu yüzümüze çarpma şekli. | Open Subtitles | جلب لها هنا كان طريقه من فرك وجوهنا في ذلك. |
Paramızı aldılar, yüzümüze şamar atıp evimize yolladılar. | Open Subtitles | أخذوا نقودنا وصفعونا على وجوهنا وتركونا نذهب |
Aslında bunu asla yüzümüze söyleyecek kadar cesur olamadılar. | Open Subtitles | اعني ليس في وجوهنا لم يمتلكوا الشجاعة لذلك |
yüzümüze yalan söyleyerek bu aileye neden saygısızlık ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تحترم هذه العائلة بالكذب على وجوهنا ؟ |
Sürprizlerini yüzümüze vurur. | TED | المفاجأة تضربنا بقوة في وجوهنا |
Girish'in önünde yüzümüze yumurta yemek istemiyoruz! | Open Subtitles | الان لن نقذف بالبيض في وجوهنا من جيريش |
Babasından ne kadar nefret ettiğini yüzümüze söyledi. | Open Subtitles | أخبرتنا في وجهنا كم تكره أباها |
Dr. Fowler'in madde aktarma cihazı bu sabah yüzümüze patladı. | Open Subtitles | وحدة د."فاولر" لتحريك المادة إنفجرت في وجهنا هذا الصباح |
yüzümüze baka baka nasıl yalan söylersin. | Open Subtitles | ؟ كيف يمكنك الكذب أمام أوجهنا |
Bu olayın yüzümüze patlamasını engellemeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نُحاولُ مَنْع هذا مِنْ الإنفِجار في وجوهِنا |