Bu yüzden, eminim siz veletler, yüzecek bir yeriniz olmadığını düşünüyorsunuzdur. | Open Subtitles | لذا أعتقد أن الصغار يلاحظون أنه لا يوجد مكان للسباحة |
Sarah Bernhardt'a dönüyorsun. İçinde yüzecek kadar büyük bir birikinti oluştu. | Open Subtitles | أصبحت مثل سارة برنار الماء بالمسدس كافي للسباحة |
Tatlım, biz de yüzecek başka bir yer buluruz, tamam mı? | Open Subtitles | سنجد مكاناً آخر للسباحة يا حبيبى، اتفقنا ؟ |
Yani sperm liganda doğru yüzecek. | TED | أي أن الحيوان المنوي سيسبح في اتجاه اللَجين. |
Kuzenim diri diri derinizi yüzecek, sonrada benimkini. | Open Subtitles | إبن عمي سيسلخ رجالك أحياء ثم سيفعل نفس الشيء معي |
Tepenin arkasında, yüzecek kadar bol su olacak. | Open Subtitles | يوجد على التل ما يكفى للسباحة فيه |
yüzecek su çukuru bile yok. | Open Subtitles | حتى أنه لا يوجد حفر ماء للسباحة فيها. |
Zavallı Ted, Noelde tamamen yalnız, birlikte yüzecek kimsesi yok. | Open Subtitles | (تيد) الفقير، هو وحيد على عيد الميلاد بدون واحد للسباحة معه |
yüzecek bir su birikintisi olan bir yer. | Open Subtitles | مكانٍ ما فيه حفرة للسباحة |
Bundan sonra yüzecek miyiz? | Open Subtitles | هل سنذهب للسباحة بعد ذلك؟ |
Suzukichi'nin buraya gece gelip... yüzecek kadar kaçık olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصور أن (سوزوكيتشي) الذي كان ضعيف العقل... أتى هنا للسباحة بالليل |
- yüzecek misin yoksa... | Open Subtitles | أستذهب للسباحة أو... |
Hergün birkaç saat ve çarçabuk yüzecek. | Open Subtitles | ساعتان كل يوم ، سيسبح خلال وقت قصير |
Ne yapacak, yüzecek mi oraya? | Open Subtitles | هل سيسبح هناك؟ |
Derilerini yüzecek. | Open Subtitles | ! سيسلخ فروة رأسه |