Al Sa-Her Birlik'in adaletiyle yüzleşecek. Ama prensiplerimize karşı işlediği suçlar yüzünden. Fakat Sara... | Open Subtitles | الساحر سيواجه عدالة الاتّحاد، لكن على حنثه بقانوننا. |
Onu parçalara ayırıp köpeklere attığım zaman anca merhametsiz, kaçınılmaz gerçekle yüzleşecek. | Open Subtitles | حينما أشرحه وأرميه للكلاب عندها فقط سيواجه الحقيقة الوحشية التي لا مفر منها |
Hayatla yeniden yüzleşecek kadar cesur değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ مُتلهّف على مواجهة الحياة ثانيةً. |
Size teşekkür etmek istiyorum en büyük korkularımla yüzleşecek cesareti verdiğiniz için. | Open Subtitles | اريد ان اشكركم لمساعدتي على مواجهة اكبر مخاوفي |
Ama fark, Çuvava askerlerinin korkularıyla yüzleşecek cesaretleri olmasıdır. | Open Subtitles | الفرق هو ، ان محاربي التشيواوا لديهم الشجاعة لمواجهة مخاوفهم. |
En büyük korkularınızla yüzleşecek ve onları yeneceksiniz. Tabii onlar sizi önce yenmezse. | Open Subtitles | ستواجه أسوأ مخاوفك وتهزميهم هذا إذا لم ترغب في المركز الأول |
Eğer onunla yüzleşecek kadar erkek olursanız başka şehirlere saldırmayacağını söyledi. | Open Subtitles | ...إذا كنت رجلاً بما يكفى لكى تذهب و تواجهه. |
Canavarla yüzleşecek ve onu yeneceğiz. | Open Subtitles | نحن سنواجه الوحش وسنهزمه |
Şimdi güçlü olup, gerçekle yüzleşecek cesareti toplamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون قويا الأن يجب ان تجد الشجاعة لتواجه الحقيقة |
Sadece bununla yüzleşecek cesarete ihtiyacın var. | Open Subtitles | عليك أنْ تكــــون شجـــاعاً بما فيه الكفاية لمواجهتها. |
Al Sa-Her Birlik'in adaletiyle yüzleşecek. Ama prensiplerimize karşı işlediği suçlar yüzünden. | Open Subtitles | الساحر سيواجه عدالة الاتّحاد، لكن على حنثه بقانوننا. |
Yoksa Sunnydale'deki herkes en kötü kabuslarıyla yüzleşecek. | Open Subtitles | أو سيواجه كل شخص في " سوني ديل" أسوا كوابيسه |
Kocan Londra'nın Kuzeyinde Barnet'te Warwick ile yüzleşecek. | Open Subtitles | زوجك سيواجه عدونا في بارنت في شمال لندن |
Bir hata yapıldı. Birisi hastayla yüzleşecek ve suçu üzerine alacak. | Open Subtitles | حدث خطأ، وعلى شخصٍ ما مواجهة المريضة وتلقّي اللوم |
Beni öldürmek isteyen biriyle yüzleşecek olsam bende içerdim. | Open Subtitles | إذا اضطررت إلى مواجهة شخص يرغب في قتلي فسوف أقوم بالشرب أيضا |
Ama eninde sonunda bu insanlarla yüzleşecek olan benim. | Open Subtitles | لكن بالنهاية سيكون علي مواجهة أولئك الناس |
Bence eğer geleceğinle yüzleşecek cesaretin varsa benim de kendiminkiyle yüzleşecek cesaretimin olması gerekir. | Open Subtitles | إذا واتتكِ الشجاعة لمواجهة مستقبلكِ فينبغي أن تتملكني أيضاً لمواجهة مستقبلي |
Onun gibi ateşle yüzleşecek cesaretim yok. | Open Subtitles | أفتقر إلى الشجاعة لمواجهة النار مثلما فعلت. |
Ama bazı insanlar karanlıkla yüzleşecek, gücü bulurlar. | Open Subtitles | ولكن هناك بعض الناس الذين يجدون قوة. تدور لمواجهة الظلام |
Bunu yaptığımızda ilçe bununla yüzleşecek ve güçlenecek ya da yok olacaktır. | Open Subtitles | بعد أن نفعل هذا، ستواجه البلدة ذلك التحدي وتخرج أقوى أو لن تعود موجودة |
Onunla kendin yüzleşecek kadar adam değilmişsin. | Open Subtitles | لم تكن رجلٌ كفاية حتى تواجهه بنفسك. |
Canavarla yüzleşecek ve onu yeneceğiz! | Open Subtitles | سنواجه الوحش وسنهزمه |
Benimkini böyle kolayca zikretmeden önce kendi günahınla yüzleşecek cesaretin olsun. | Open Subtitles | فتحلى بالشجاعة لتواجه إثمك قبل أن تذكر إثمي بكل سهولة |
Onu birkaç gün takip ettim onunla yüzleşecek cesareti bulana kadar. | Open Subtitles | أنا كنت اتابعها لبضعة أيام حتى كانت لدي الشجاعة لمواجهتها |
Korkak! Benimle yüzleşecek kadar cesur olduğunu düşünüyorsun ama bunu sadece tutulma anında yapabiliyorsun. | Open Subtitles | جبان, أنت تعتقد إنك شجاع كفاية لتواجهني و لكنك تستطيع فعل ذلك فقط خلال الكسوف |
Ama korkuma bakıp korkumla yüzleşecek bir nebze cesaret bulmak için dua ederim. | Open Subtitles | وأدعو لأجد شجاعة بسيطة لأواجه ذلك الخوف. |