Ölmeden önce Dani Zuber'la yüzleşmiş. Çalışmada bir sorun varmış. | Open Subtitles | داني واجهت زبير , بأنه هناك شيء خطأ مع الدراسه |
Belki bu mühdet içinde ölümle yüzleşmiş ya da ciddi bir beyin hasarından muzdarip olmuştur. | Open Subtitles | لذا من المحتمل أنها قد واجهت موتاً أو اجتازت عملية لإصابة صادمة في المخ |
Her ne ile yüzleşmiş olursan ol seçim şansının olmadığı bir an yoktu. | Open Subtitles | مهما واجهت لم يكن هنالك وقت لم تملكي فيه حرية اتخاذ قرارك |
Hayaletimle yüzleşmiş, varlığını kabul etmiş ve onu bırakmıştım. | Open Subtitles | واجهت شبحي، قبلته و أطلقته |
Ella, stüdyoda Yumi ile yüzleşmiş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ (إيلا) واجهت (يومي) في الاستوديو الخاصّ به. |
Siobhan Andrew ile yüzleşmiş mi? | Open Subtitles | (شيفون) واجهت (أندرو)؟ |