| Çünkü çocuklarımız kötü bir şey yaptığında bizim hayallerimiz de yıkılır. | Open Subtitles | لأنه عندما يصير أولادنا فى طريق الخطأ تنهار معهم كل احلامنا |
| Bunu bu şekilde düşündüğünüzde bütün duvarlar yıkılır. | TED | إذًا عندما تفكرون بالأمر، عند هذه النقطة، تنهار جميع الجدران. |
| Hemen yıkılır! Güneş şekeri eritir! İşe yaramaz! | Open Subtitles | سيسقط البيت , الشمس ستذيب الحلوى لن تنجح |
| Diğer bir deyişle o ölürse yeni Japon devleti yıkılır. | Open Subtitles | هذا يعني أن حكومة اليابان الجديدة ستنهار إذا مات |
| İçeriye kim girse duvarlar üzerine yıkılır. | Open Subtitles | ولو وضعنا الكثير من الرجال بالداخل سينهار الكهف عليهم |
| Hayır, hayır! Vakit yok. Biz geçene kadar set yıkılır. | Open Subtitles | لا لا ليس لدينا وقتا كافيا فالسد سوف ينفجر قبل وصولنا |
| Eğer şimdi öğrenirse, muhtemelen yıkılır, değil mi? | Open Subtitles | إذا اكتشف الآن، فربما يحطمه ذلك، صح؟ |
| Termitler ve küflenmenin iki koldan yaptığı saldırı sonucu çatıyı tutan kirişler yıkılır. | Open Subtitles | في مواجهة الهجوم المتشعّب من النمل الأبيض والتعفن الدِعامات الأفقية التي كانت تحمل السقف تنهار. |
| Ölümden sonra hücreler yıkılır ve potasyum seviyeleri artar. | Open Subtitles | بعد الموت ، الخلايا تنهار و معدل البوتاسيوم يرتفع |
| Temeller kırılırsa binalar yıkılır. | Open Subtitles | إذا تصدعت الأسس سوف تنهار المباني |
| Frank'e gidersem, yıkılır. | Open Subtitles | قالت إنها سوف تنهار اذا ذهبتُ إلى فرانك |
| Kuzey veya güneyden sıkı bir hamle olursa, Diaz ihtiyar bir öküz gibi yıkılır. | Open Subtitles | دفعه قويه من الشمال أو الجنوب و سيسقط " دياز " مثل الثور |
| Olmazsa yıkılır. | Open Subtitles | على الناحية الأخرى سيسقط جزء واحد |
| Eğer onu tek başına yenmeye çalışırsan Birlik yıkılır ve saltanatın son bulur. | Open Subtitles | ''سيسقط الإتحاد'' ''... وسيتلاشى ملكك إن حاولت هزيمته'' |
| Luke pes edene kadar o hücre yıkılır gider. | Open Subtitles | ستنهار الزنزانة قبل أن يستسلم لوك |
| Peki köprüler tam olarak nasıl yıkılır? | Open Subtitles | كيف ستنهار الجسور بالضبط؟ |
| yıkılır. | Open Subtitles | فإنها ستنهار. |
| Arap ülkeleriyle olan ittifak yıkılır, ki bu da, tabii ki Irak'ın istediği şey. | Open Subtitles | التحالف مع الدول العربية سينهار وهذا بالطبع ما يريده العراق |
| Şerif çok heyecanlı ama bu işe yaramazsa yıkılır. | Open Subtitles | المأمور يعقد كل آماله، ولكن حين يفشل هذا الأمر، سينهار. |
| Hayır, hayır! Vakit yok. Biz geçene kadar set yıkılır. | Open Subtitles | لا، لا ليس لدينا وقتا كافيا فالسد سوف ينفجر قبل وصولنا |
| Onsuz büyüyen bir oğlu olabileceğini öğrenirse eğer yıkılır resmen. | Open Subtitles | لو عرف أن لديه ابن وكبر بدون أن يعرفه، سوف يحطمه هذا ... |
| - yıkılır. | Open Subtitles | سوف يقوم بالإنهيار |
| Diğer her çocuk Nole baba'nın olmadığını öğrenince yıkılır. | Open Subtitles | حسنا ، كل طفل اخر سيتحطم عندما يكتشف انه ليس هناك سانتا كلوز |