"yıkıyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • تغسل
        
    • يغسل
        
    • غسلهم
        
    • يغتسل
        
    • شوبيرت
        
    • تم غسل
        
    - Aşağıya mutfağa indim. - Evet. Hemşire bulaşıkları yıkıyordu. Open Subtitles ذهبت لحجره أعداد الطعام الممرضه كانت تغسل الأطباق
    Onunla din hakkında konuşuyordum, saçımı yıkıyordu, sonra baktım gitmiş. Open Subtitles كنت أحدثها عن الأديان وكانت هي تغسل شعري. و فجأة اختفت
    (Gülüşmeler) Bu arada, Schubert bulaşıkları yıkıyordu dediğimde yalan söyledim, ama bu, ev işlerine hiç yardımcı olmadığı anlamına gelmiyor." TED (ضحك) بالمناسبة، لقد كذبت بشأن شوبيرت وهو يغسل الصحون، لكن هذا لا يعني أنه لم يكن يساعد في الأعمال المنزلية."
    Banyoya gittiğimde görüm ki, çarşafını yıkıyordu. Open Subtitles ذهبت للحمام كان الولد يغسل فراشه
    Elini uzattı ve benim memelerimi tuttu ama çok köpüklüydüler çünkü Trav 20 dakikadır yıkıyordu onları. Open Subtitles وصلت وتشبثت بثديي لكن كانوا زلقين جدا لأن تراف غسلهم طوال 20 دقيقه
    Oh, kocan- Lavabodaydım... bilirsin, o elini yıkıyordu, ben ise elim kaşındığı için elimi kaşıyordum. Open Subtitles زوجكِ، كنتبالحمّام.. وكان يغتسل ، وفعلت هكذا كانإصبعييحكني،
    -Evet ya Shieve -Geçen yılda CIA kasabanın beynini yıkıyordu. Open Subtitles نعم شيف آخر ماسمعت أنه تم غسل دماغك في السي أي إي
    Annem çamaşır yıkıyordu. Open Subtitles أمي كانت تغسل الغسيل ! كنا في شهر فبراير
    Bayan Halics, Bayan Schmidt'in sırtını yıkıyordu küvetin kenarındaki boncuklar yılan gibi suya kayıyordu. Open Subtitles السيدة (هاليكش) كانت تغسل ظهر السيدة (شميت)، المسبحة التى على حافة الحوض انزلقت إلى المياه كثعبان.
    Birisi kapıyı çaldığında Mary bulaşıkları yıkıyordu. Open Subtitles كانت (ماري) تغسل الأطباق عندما طرق شخص ما الباب.
    Aradığımda saçını yıkıyordu. Open Subtitles عندما إتصلت، كانت تغسل شعرها
    Saçını yıkıyordu. Open Subtitles تغسل شعرها
    Sonra evin önünde arabasını yıkıyordu. Open Subtitles ثم كان فى المقدمة يغسل سيارته
    Ellerini yıkıyordu herhâlde. Open Subtitles لابد أنه كان يغسل يديه
    (Gülüşmeler) Birkaç yüzyıl sonra, senin yaşındayken, Franz Schubert bulaşıkları yıkıyordu ailesi için, ancak bu, onun iki senfoni, dört opera, iki missa tamamlamasına engel olmadı. TED (ضحك) بعد عدة عقود لاحقة، عندما كان بمثل عمرك، فرانز شوبيرت كان يغسل صحون عائلته، لكن هذا لم يمنعه من تأليف سيفونيتين، أربعة معزوفات أوبرلاية وقداسان كاملان وهوشاب.
    Ve şu kahrolası uçağı yıkıyordu. Open Subtitles "وظلّ يغسل الطائرة"
    Havluları J.D. yıkıyordu. Open Subtitles وكان (ج.د) متعاداً على غسلهم
    Sadece ellerini yıkıyordu. Open Subtitles كان يغتسل
    Geçen sene de CIA, ineklerimizin beynini yıkıyordu. İşine bak dostum. Open Subtitles نعم شيف آخر ماسمعت أنه تم غسل دماغك في السي أي إي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more